“Kâfirin iki manası vardır: Birisi ve en mütebadiri, dinsiz ve münkir-i Sani' demektir. Şu mana ile, ehl-i kitaba ıtlak etmeğe hakkımız yoktur. İkincisi: Peygamberimizi ve İslâmiyeti münkir demektir. Şu mana ile onlara ıtlak etmek hakkımızdır. Onlar dahi razıdırlar. Lâkin örfen evvelki mananın tebadüründen, bir kelime-i tahkir ve eziyet olmuştur. Münazarat sh:33p.2
Bir âyet meali
“İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak yahudileri ve Allah'a ortak koşanları bulursun. Ve yine iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: "Biz hıristiyanlarız" diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır. Ve onlar büyüklük taslamazlar.” (5/82)
Netice
Burada çok az bir nakıl yapılmakla beraber, Risale-i Nur ölçüleriyle bakılınca ehl-i kitab iki sınıftır.
Biri; mutlak dinsiz değilse de, teslise inanmak ve sefih medeniyete girmek gibi sebeblerle müşrik ve sefihtirler.
Diğer kısm ise; muhtelif dereceleri ile beraber, yani sefihleri de olup fakat teslisi reddedip tevhide inanan muvahhidlerdir ve bir kısmı da daha ileri derecede hakka bağlı oldukları anlaşılıyor. O halde ehl-i kitabın hepsine birden müşterek bir sıfat verilemiyor.