NUR DERSi - NUR DERSLERi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NUR DERSi - NUR DERSLERi


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
Salı Mart 10, 2009 11:46 am
Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am

 

 FİTNELERİN ZUHUR DEVRELERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
NurDersi
MuHakkiK
MuHakkiK
NurDersi


Mesaj Sayısı : 709
Kayıt tarihi : 30/01/09

FİTNELERİN ZUHUR DEVRELERİ Empty
MesajKonu: FİTNELERİN ZUHUR DEVRELERİ   FİTNELERİN ZUHUR DEVRELERİ Icon_minitimeC.tesi Ocak 31, 2009 8:01 pm

Bediüzzaman Hazretleri daima Peygamberimiz’in (A.S.M.) tavsiyeleri daire­sinde tercihler yaptığı ve âhir­za­mana ait müte­şabih rivayetleri en ince mânâ­sıyla ve tam isa­betli anladığı, hâdiselerle de müeyyeddir. Cumhuriyetin ku­ruluş senelerinde An­kara’ya davet edilip giden Bediüzzaman Hazretleri, orada gördüğü acib bir durumu şöyle anlatır:


«1338’de Ankara’ya gittim. İslâm or­du­sunun Yu­nan’a galebesinden neş’e alan ehl-i imanın kuv­vetli efkârı içinde, ga­yet müdhiş bir zendeka fikri, içine gir­mek ve bozmak ve zehirlen­dirmek için dessasane çalış­tığını gör­düm.» (Lem’alar sh: 177)


Bediüzzaman’ın Ankara’ya gidiş gayesi ve karşı­laştığı maniler ve nihayet yaptığı ter­cihi, Tarihçe-i Hayatında şöyle kaydedilmiştir:


«Bediüzzaman; İlâhî kudretin tecelli­siyle ve ih­sa­nıyla, böyle en elzem bir va­kitte, dine revaç ve­rebile­cek bir teşekkülün zuhuru dolayısıyla ve kendisi de be­ra­ber ça­lışmak ümidiyle Ankara’ya gelmişti. Avn-i İlâhî ve mucize-i Peygamberî ile düşman taarruzla­rını def’e­den ve milletin idaresinin başına geçen yeni Hükûmet-i Cumhuriyede, doğ­rudan doğruya Kur’an’a istinad eden ve Âlem-i İslâm’ın vahdetini nokta-i is­tinad yapa­cak ve İslâmiyet’in hakika­tında mevcud kuvve-i ulviye ile maddi ve manevi medeniyeti mey­dana getire­cek bir ni­yet ve gayeyi bulun­durmak ve aşılamak üzere mec­liste ça­lışıyordu. Fakat pek kuv­vetli mâniler kar­şısına çıktı. Âlem-i İslâm’ı alâkadar eden ve bin üçyüz yıllık üm­me­tin, dehşetli tehlike­sinden isti­aze et­tiği (Allah’a sı­ğın­dığı) bir zamanı ve fitneyi ateş­lendireceklerin kim­ler olduğunu anla­mış bulu­nu­yordu. Bir gün riyaset oda­sında, M. Kemal Paşa. Kemal Pafla; ile iki saat kadar konuştular. İslâm ve Türk düşman­la­rı­nın arasında nam kazan­mak emeliyle, Şeair-i İslâmiyeyi tahrib et­menin, bu millet ve vatan ve Âlem-i İslâm hakkında büyük zarar tevlid edece­ğini; eğer bir inkılâb yap­mak icab ediyorsa, doğru­dan doğruya İslâmiyet’e müteveccihen Kur’an’ın kudsi kanun-u esasîsi noktasından yapmak lâzım geldiği me­alinde ih­tarlarda bulunur.» (Tarihçe-i Hayat sh: 145)


«M. Kemal Paşa itiraz ile, içindeki niyet ve hâlet-i ruhiyesini ifade ile, Bediüzzaman’ı kendine çekmek ve nüfu­zundan istifade etmek ister. Ve Bediüzzaman’a meb’usluk, hem Dar-ül Hik­met’teki eski vazifesini, hem Şark’ta Şeyh Sünusî’nin yerine vaiz-i umumî, hem bir köşk tah­sisi gibi teklifler ya­par.


Bediüzzaman, rivayetlerde gelen eş­has-ı âhirza­mana ait haberlerin mühim bir kıs­mını ve hürriyet­ten evvel İstanbul’da te’­vi­lini söylediği Hadîslerin ih­bar et­tiği âhirzamanın dehşetli şa­hıs­larının Âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur etti­ğini görür.


Ve yine gelen rivayet­lerden, on­lara karşı çı­kacak ve mukabele edecek olan Hizb-ül Kur’an hakkında, “O zamana ye­tiştiğiniz za­man, siyaset cânibiyle on­lara galebe edilmez; ancak manevî kı­lınç hük­münde i’caz-ı Kur’an’ın nurla­rıyla muka­bele edi­lebilir.” tavsiyesine müraatla, Ankara’da teşrik-i me­sai edemi­yeceği için, kendisine tevdi edilmek istenen meb’usluk, Dar-ül Hikmet-il İslâmiye gibi Diya­net’teki azalığı, hem Vilayat-ı Şarkiye vaiz-i umu­mi­liği teklif­lerini kabul etmez.


Kendisini fikrinden vaz­geçirmek için çalı­şan ve Ankara’dan ayrılmamasını rica için istasyona kadar gelen bir kısım mebusların da ar­zularına uyamıya­ca­ğını bildirerek Ankara’dan ayrılır, Van’a gider. Ve orada hayat-ı içtimaiyeden uzaklaşarak Erek Dağı ete­ğinde, Zernebad Suyu başında bir mağa­racıkta idame-i hayat etmeye başlar.» (Tarihçe-i Hayat sh: 147)


Mevzumuzla alâkadarlıkta gayet mani­dar ve اِنَّ السَّعِيدَ لَمَنْ جُنِّبَ الْفِتَنَ cümlesinin üç defa tekrar­lanması ile mühim bir noktaya dikkati çeken bir hadîs de mealen şöyle­dir:


«Said, fit­neler­den uzakta kalandır. Said, fit­ne­ler­den uzakta kalandır. Said, fitnelerden uzakta ka­lan ve fitneye maruz kalıp da sabreden kişidir. Fitneye başlayan ve çalı­şanın vay haline!» (Tac Tercemesi cilt:5 hadîs:913; Ebu Davud fiten/2; Ramuz-ul Ehadîs 100)


Bu hadîsin verdiği ders ile alâkalı olarak; Bediüzzaman Hazretleri kendine yapılan ve daima sa­bırla karşıladığı pek çok su-i kasdlar­dan birini şöyle anla­tır:


«Gizli düşmanlarımız hükûmetin ehemmi­yetli ve birkaç vazifedarlarını elde edip beni tazyikatla, Me­nemen ve Şeyh Said hâdisesi gibi bir hâdise çı­kar­mak için bütün kuvve­tiyle en hassas damarla­rıma do­kun­duracak tarzda her desiseyi istimal etti­ler. Gördüler ki Eski Said yok, yenisi ise her şeye ta­ham­mül ediyor; o planı sair su-i kasdlere ezcümle zehir vermeye tebdil etti­ler. Hıfz-ı İlahî onu da akîm bıraktı. Şimdi o müna­fık­lar resmen hükûmetin nüfuzunu, ben­den halkları ürkütmek ve vaz geçir­mek için bu­rada dehşetli bir propaganda ile is­timal ediyorlar. Fakat siz hiç telaş etmeyi­niz. İnayet-i Rabbaniye devam eder. Git­tikçe fü­tuhat-ı nuriye te­vessü’ ediyor.» (Emirdağ Lâhi­kası-I sh:147)


..diyerek sabırlılık ve müsbet ha­reket etmek der­sini fi­i­len gösteriyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurdersi.forummum.com
 
FİTNELERİN ZUHUR DEVRELERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NUR DERSi - NUR DERSLERi :: RİSALE-İ NUR ÖZEL BÖLÜM :: AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ ÖZEL BÖLÜM-
Buraya geçin:  
lemalarnuru@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin & Administrator
©PhPBB
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar