NUR DERSi - NUR DERSLERi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NUR DERSi - NUR DERSLERi


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
Salı Mart 10, 2009 11:46 am
Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am

 

 İBRET ÖRNEĞİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
NurDersi
MuHakkiK
MuHakkiK
NurDersi


Mesaj Sayısı : 709
Kayıt tarihi : 30/01/09

İBRET ÖRNEĞİ Empty
MesajKonu: İBRET ÖRNEĞİ   İBRET ÖRNEĞİ Icon_minitimeC.tesi Ocak 31, 2009 8:05 pm

İşte mezkûr açık kaideleri aşarak, Bediüzzaman bu te­villeriyle Mustafa Kemal’e ve rejimine hücum edi­yor diyerek ve kanunu geçmişe şamil kılarak ve sa­rih olmayan küllî ifa­deleri, açık şekle çevirip isim ilave ederek ya­zılan bir mah­keme kararından şayan-ı dikkat ve ibret bir örneği veriyo­ruz.


26/12/1985 tarih ve 85/114 esas, 85/186 ka­rar sa­yılı İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi kara­rının bir kısmı aynen şöyledir:


«Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere:


Deccal (âhir zamanda gelecek ve Hazret-i Muhammed’in peygamberliğini inkâr edip İslâmiyeti tahribe çalışacak ve dünyayı fe­sada vere­cek çok kötü ve dine ait hiçbir ger­çeği, Al­lah’ın varlığına hiçbir delili kabul etmemek yo­lunda olan dehşetli bir şahıs) hak­kındaki Hadîs­lerde bahsedilen şahsın Atatürk oldu­ğunu zaman göstermiştir. Atatürk, İslâmların deccalı olan Süfyandır.


Atatürk, İslâm şeriatının tahribine ça­lış­mış­tır, mağrur, firavunlaşmış, Allah’ı unutmuştur.


“Bir zaman gelecek, Allah Allah diyen kal­mıya­cak” Hadîsine uygun olarak, Atatürk zama­nında “Allah Allah” diyen tekke, zikir­hane ve medrese­ler ka­panmış, ezan Türkçe okunmuştur.


“İslâm Deccalı ölünce ona hizmet eden şey­tan, İstanbul Dikilitaş’da o öldü diye bü­tün dünyaya bağı­ra­cak” Hadîsine uygun olarak, Atatürk’ün ölümü radyo ile dünyaya duyu­rulmuştur.


“Süfyan su içecek, eli delinecek” Hadîsi, Ata­türk’ün rakıya mübtela olacağını, bu yüzden hasta olacağını ve israf yapacağını göstermiştir.


“Âhirzamanın dehşetli bir şahsı sabah kal­kar, al­nında bu kâfirdir yazılmış olur” Hadîsine uygun olarak Atütürk kanun zoru ile herkese şapka giy­dirmiştir, fa­kat şapka da secdeye gittiği için istemi­yerek giyenler kâfir olmamışlardır.


“Âhirzamanda Deccal gibi bir kısım şa­hıslar ken­dilerine secde ettirecekler” Hadîsine uy­gun ola­rak, Atatürk kendisine ve heykelle­rine baş eğdir­mektedir.


“Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki kimse nefsine hâkim olmaz” Hadîsine uy­gun ola­rak Atatürk devrinde dans, tiyatro gibi kadınlı er­kekli oyunlar, gayr-ı meşru oyun ve eğlenceler, bü­yük günahlar ve âdet­ler ortaya çıkmıştır.


Atatürk devrinde, ordu ve millet tara­fından yapı­lanlar, haksız olarak Atatürk’ün şah­sına mal edil­miş­tir.


Atatürk devrinde kanun perdesi altında herke­sin vicdanına, mukaddesatına, kıyafe­tine müdahale edil­miştir.


Millet mağlubiyet hengâmında gizli ve deh­şetli mahiyetine bakmıyarak Atatürk’ü al­kışlayıp ba­şına koymuştur. Fakat ordu ve dindar millet, ger­çeği gö­re­cek ve Atatürk’ün yaptığı bu dehşetli tahri­batı tamire çalışa­caktır.


Atatürk fiilleriyle İslâmiyet an’aneleri aley­hine çalışmıştır.


Atatürk Ayasofya Camiini puthaneye, Meşihat Dairesi (Osmanlı Devleti’nin diya­net dairesini) kız lise­sine çevirmiştir.»


İşte aynı şekliyle ve şahıs ismi açıkça ve tekraren zik­redilerek ve Bediüzzaman’a at­fedilerek yapılan bu be­yan, herhalde hay­retle karşılanacak acib ve garib bir tevcih­tir.


Bu şekilde bir tatbikatın da Bediüzzaman, Afyon Mahkemesinde ma­kam-ı iddia tarafından ya­pıldı­ğını göre­rek gerekli cevabı vermiştir. Makam-ı iddia şöyle demişti: “Süfyan ve bir İslâm deccalı, Mustafa Kemal olduğu Beşinci Şua’da an­la­şılıyor.”


Bediüzzaman ise cevabında:


«Beşinci Şua, küllî bir surette çok zaman evvel mü­teşabih bir hadîsin bir te’­vilini beyan etmesi ve iti­raznamemde kat’i cevabı ve­rilmesi; bu zahir yanlışı ve medar-ı mes­’uliyet olması büyük hata olduğunu gösteriyor. Eğer mes­’uliyet varsa bu ince, küllî mânâyı böyle cü­z’î bir şahsa tatbik edip mahkemede teşhir eden kimse mes’ul ve suçlu olur.» (Şualar sh: 417) ... diyerek müdafaada bulunmuştur ve nihayet aynı mah­keme beraet kararını vermiştir.


Şimdi de bahsi geçen müteşabih hadîs­lerden te­vili ya­pılmış birisini örnek olarak vere­lim:


«Hem büyük Deccal’ın, hem İslâm Deccalı’nın üç devre-i istibdadları mânâ­sında üç eyyam var.


Bir günü; bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç­yüz sene yapılmaz.


İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede ya­pılmayan işleri yaptırır.


Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı teb­diller on se­nede yapılmaz.


Dördüncü günü ve devresi adileşir, bir şey yap­maz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır. diye, ga­yet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş.» (Şu­alar sh: 587)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurdersi.forummum.com
 
İBRET ÖRNEĞİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NUR DERSi - NUR DERSLERi :: RİSALE-İ NUR ÖZEL BÖLÜM :: AHİRZAMAN VE KIYAMET ALAMETLERİ ÖZEL BÖLÜM-
Buraya geçin:  
lemalarnuru@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin & Administrator
©PhPBB
Forum kurma | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar