Bediüzzaman'ın Hayatından Önemli Kesitler
1878 – Bitlis’in Hizan İlçesine bağlı İsparit Nahiyesinin Nurs Köyünde dünyaya geldi.
1888 – Normalde on beş yıl süren klâsik medrese eğitimini, üç ay gibi kısa bir sürede tamamladı.
1894 – Van’a giderek orada coğrafya, matematik, jeoloji, fizik ve kimya gibi müsbet ilimleri öğrenmeye başladı. Kısa süre sonra da ilim adamları tarafından, ilimdeki üstünlüğü sebebiyle “zamanın emsalsizi, benzersizi” anlamında Bediüzzaman lâkabı verildi.
1907 – Eğitimle ilgili projelerini padişaha sunmak üzere İstanbul’a geldi.
1909 – 31 Mart Olayı sebebiyle Divan-ı Harp Mahkemesinde yargılandı ve berat etti.
1911 – Şam Emeviye Camiinde büyük bir hutbe irad etti. Bu hutbe daha sonra Hutbe i Şamiye adıyla kitaplaştırıldı. Münâzarat ve Muhakemât gibi eserlerini telif etti.
1915 – Talebelerinden gönüllü bir milis alayı kurarak Birinci Dünya Savaşına katıldı. Savaşırken cephede İşârâtü’l-İ’câz adlı eserini telif etti.
1916 – Bitlis savunması esnasında yaralanarak Ruslara esir düştü.
1918 – İki buçuk yıl süren esaretten firar etti, İstanbul’a geldi. Devrin tek İslâm Akademisi olan “Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye”ye üye oldu.
1919 – Mesnevî-i Nuriye adlı eserini telife başladı.
1920 – İstanbul’un İngilizler tarafından işgali üzerine Hutuvât-ı Sitte adlı bir eser yayınladı. Bu eser yüzünden İşgal kuvvetleri tarafından gıyabında ölüm cezasına mahkûm edildi.
1922 – Zaferden sonra Ankara’ya Büyük Millet Meclisi’ne dâvet edildi. Burada mebuslara hitaben bir beyanname yayınladı.
1923 – Van’a döndü. Talebelerine ders vermeye başladı. Erek Dağı’nda iki senesini geçirdi.
1925 – Şeyh Said isyanıyla hiçbir ilgisi olmadığı halde, bu bahaneyle mecburî ikamet için Burdur’a gönderildi ve Burada Nur’un İlk Kapısı isimli eserini yazdı.
1926 – Barla’da zorunlu ikâmete memur edildi. Burada Risale-i Nur’u telife başladı. Sözler ve Mektubat’ın tamamı, Lem’alar’ın da büyük bölümü burada telif edildi.
1934 – Barla’dan Isparta’ya getirildi.
1935 – “Gizli cemiyet kurmak, rejimin temel düzenini yıkmak” ithamıyla Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde aleyhinde dâvâ açıldı ve mahkeme neticesinde Tesettür Risalesi’nden dolayı 11 ay hapse mahkûm edildi. 120 talebesiyle birlikte Eskişehir Hapishanesinde tutuklu kaldı ve orada tecrid-i mutlak altında tutuldu.
1936 – Kastamonu’da zorunlu ikâmete memur edildi. Buradaki ikâmeti yedi yıl sürdü. Eserlerini telife burada da devam etti.
1943 – 126 talebesiyle birlikte tekrar tutuklanarak Denizli Hapishanesine sevk edildi. Dokuz ay süren tutukluluktan sonra Denizli Ağır Ceza Mahkemesi berat kararı verdi.
1944 – Emirdağ’a götürüldü ve burada zorunlu ikâmete memur edildi.
1948 – Aynı suçlamalarla tekrar tutuklanarak 54 talebesiyle birlikte Afyon Hapishanesine sevk edildi. Yaklaşık 20 ay süren hapis hayatında büyük sıkıntılar çektirildi. Mahkemenin verdiği mahkûmiyet kararı temyiz edilip esastan bozuldu. Buradan tekrar Emirdağ’a götürüldü.
1952 – Gençlik Rehberi Mahkemesi münasebetiyle İstanbul’a geldi ve bu dâvâdan da beraat etti.
1953 – Emirdağ’a döndü. İkinci defa İstanbul’a geldi ve üç buçuk ay burada kaldı. Bundan sonraki hayatı genellikle Emirdağ ve Isparta’da geçti.
23 Mart 1960 – Urfa’da Hakkın rahmetine kavuştu.