“Bir adam seni çamura düşürmüş, öldürüyor. Ayağını senin boğazına basmış olduğu halde; istifham-ı istihfafıyla sual ediyor ki: ‘Mezhebin nasıldır?’ Buna cevab-ı müskit, küsmekle sükût edip yüzüne tükürmektir. Tükürün o laînin o hayasız yüzüne!
“Ona değil, (İngiliz papazına değil) hakikat namına şudur:
S. Din-i Muhammed nedir?
C. Kur’ân’dır.
S. Fikir ve hayata ne verdi?
C. Tevhid ve istikamet.
S. Mezâhimin devası nedir?
C. Hurmet-i riba ve vücub-ı zekâttır.
S. Şu zelzeleye ne der?
C. Âsâr-ı Bediiyye, “Rumuz”, s. 82.; Necm Suresi, 39; Tevbe Suresi, 34.
Ve son olarak, İngiliz’in Müslüman Türklere karşı yürüttüğü sinsi siyasetinin mahiyeti hakkında 16 Eylül 1950’de, Türkiye’nin Atlantik Paktına (NATO) girmesine dair yaptığı müracaatına İngilizler karşı çıkmış, daha sonra, Amerika’nın müdahalesiyle Ekim 1951’de Türkiye’nin NATO’ya girmesi gerçekleşmiştir.