NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Fiilen, iltizamen, iltihaken Ne Demek tir ? Salı Şub. 10, 2009 12:18 pm | |
| Bediüzzaman Hazretleri umumi musibetlerin, umumi hatalar sebebiyle geldiğini anlatırken diyor ki:
«Umumî musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zalim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla mânen iştirak eder, musibet-i âmmeye sebebiyet verir.» (Sözler sh: 172)
Bu parçada geçen “fiilen, iltizamen, iltihaken” kelimelerinden birincisi olan:
“fiilen” den maksad âhirzaman fitnesini ve Süfyaniyeti düşünmeden ve alışkanlık gafletiyle bid’atkâr hayatı, medenîlik zannedip yaşamak ve böylece bid’atın yayılmasına şuursuz yardım etmek..
“iltizamen” ifadesi ise bid’aları medenî hayat zannıyla ve heva ve hevese uyarak yaşamaktan başka fikren ve lüzumlu görüp taraftar olmak..
“iltihaken” ise, Süfyaniyet cereyanına dahil olup orada çalışmaktır.
Yine Bediüzzaman Hazretleri aynı mes‘eleye bakan ikazlarından biri de şudur:
«Bu asrın acip bir hassasıdır.HAŞİYE Bu asırdaki ehl-i İslâmın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli cânileri de âlicenâbâne affetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işleyen ve binler mânevî ve maddî hukuk-u ibâdı mahveden adamdan görse, ona bir nevi taraftar çıkmasıdır. Bu suretle, ekall-i kalîl olan ehl-i dalâlet ve tuğyan, safdil taraftarla ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatâsına terettüp eden musibet-i âmmenin devamına ve idamesine, belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; “Biz buna müstehakız” derler.
Evet, elması bildiği (âhiret ve iman gibi) halde, yalnız zaruret-i kat’iye suretinde şişeyi (dünya ve mal gibi) ona tercih etmek ruhsat-ı şer’iye var. Yoksa, küçük bir ihtiyaçla veya hevesle veya tamâh ve hafif bir korkuyla tercih edilse, eblehâne bir cehalet ve hasârettir, tokata müstehak eder.
Hem âlicenâbâne affetmek ise, yalnız kendine karşı cinayetini affedebilir. Kendi hakkından vazgeçse hakkı var; yoksa başkalarının hukukunu çiğneyen cânilere afüvkârâne bakmaya hakkı yoktur, zulme şerik olur.» (Kastamonu Lâhikası sh: 25)
Evet «Binler Müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanın su-i âkıbetine ve müthiş günahlara sevk eden adamlara şefkatkârâne taraftar olmak ve merhametkârâne cezadan kurtulmalarına dua etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehşetli bir merhametsizlik ve şenî bir gadirdir.» (Kastamonu Lâhikası sh: 75)
HAŞİYE Yani, elması elmas bildiği halde, camı ona tercih eder. | |
|