İn’ikas ve temessül; bir şeyin aynı ile başka bir şeyde yansıması demektir. Mesela bir mum etrafında halka şeklinde on adet ayna bulunsa, her bir aynada mum temessül eder. Yani aynı vasıfları ile o aynaların içinde bulunur. Bir tek mum iken, on mum olur.
Temessülün yansımadan bir farkı, temessül yansıdığı yerde bütün vasıfları ile yansır. Yansımada ise sadece zahir görüntü olarak yansır.
Mesela o mum yerinde bir insan olsa, bu insan on aynada da görünse bu görünme çeşitlerinden, yansımada sadece görüntü olarak ayna içinde vardır. Ama temessül etmiş olsa, bizzat asıl şahsı itibari ile o aynalar yanında ve içinde bulunur. Bir insan iken, on insan olur. İşte Kuran sureleri ve ayetleri bir birlerinde temessül ederken aynı ve bütün mana ve nükteleri ile yansıdığı ayetin arkasında bulunur.
Mesela ihlas suresi bir aynadır. Yüz tane kendine ait latif nüktesi var. Yasin suresi de bir aynadır ve kendine ait bin nüktesi vardır. Şimdi Yasin suresi ihlas suresinde temessül ederse, yani aynı ile oraya intikal ederse, kubbeli bina taşlarının yardımlaşması gibi bir biri ile yardımlaşırsa, ihlas suresi bir anda bin yüz latif nükteli bir sure hükmüne geçer ve taklidi kabil olmayan bir hale dönüşür.