NUR DERSi - NUR DERSLERi
|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
|
|
| Salı Mart 10, 2009 11:46 am
|
|
| Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
|
|
| C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| ZAMANIMIZIN DEHŞETİ HAKKINDA İKAZLAR | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: ZAMANIMIZIN DEHŞETİ HAKKINDA İKAZLAR C.tesi Ocak 31, 2009 8:01 pm | |
| Evet «İslâmiyet noktasında bu asır gayet ehemmiyetli ve dehşetlidir. Kur’an ve hadîs ihbar-ı gaybî ile ehl-i imanı onun fitnesinden sakındırmak için şiddetle haber vermiş.» (Kastamonu Lâhikası sh: 187)
Buradaki ikaz bütün müslümanlara şamildir. Bu asrın fitnelerini araştırmayan ve gereken tedbirleri almayanın içinine düşme tehlikesi çok kuvvetlidir.
Bediüzzaman Hazretlerine sorulan bir sual ve cevabı:
«Sual: Sen bu zamanın hâdisâtına, fitne-i âhirzaman diyorsun. Halbuki hadiste vârid olmuş ki, âhirzamanda Allah Allah (c.c.) denilmeyecek; sonra kıyamet kopacak.”
Elcevap
Evvelâ: Fitne-i âhirzamanın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.
Saniyen: Yerde Allah Allah (c.c.) denilmeyecekten murad, Allah’a iman kalkacak demek değildir;(Haşiye-1) belki Allah’ın namını değiştirecekler demektir. Nasıl ki yerde Allah Allah (c.c.) denilmezse kıyamet-i kübrâ kopacak. Bir memlekette de Allah Allah (c.c.) denilmezse bir nevi kıyamet kopmasına işarettir. (Haşiye-2) » (Sikke-i Tasdikî Gaybî sh: 164)
“HAŞİYE-1 Çünkü hadiste vardır ki, لاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّتِى ظَاهِرِينَ عَلَى الْحَقِّ اِلَى قِيَامِ السَّاعَةِ
Bu hadis diğer hadisi takyid ediyor.”
(Buharî, İ’tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebû Dâvud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbni Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned, 5:34, 269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:449-450, 550.]
“HAŞİYE2- Yedi sene evvel yazılan bu işâret-i gaybiye aynen vukua geldi. Herkes gördü. Evet bu geçen zelzele, kıyametin zelzele-i kübrasından haber verir gibi sarstı, fakat akılları başlarına gelmedi.”
Avrupa felsefesinin beş menfî esasından birisi olan “hevesat-ı nefsaniyeyi tatmin” (Sözler sh: 133) ve Kur’an (4:117) âyetiyle bildirilen kadınperestlik gibi nefsaniyete dayanan ve beşeriyette yaygınlaşan mimsiz medeniyet,
«Kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, beşeri de baştan çıkarmıştır.» (Sözler sh: 410)
«Hem herkese satılan müzahraf, hodfüruş, gösterici, riyakâr bir hüsnü istihsan ettiği için riyakârları alkışlamış, sanem-misalleri kendi âbidlerine âbide(*) yapmıştır.» (Sözler sh: 541)
(*) Yani o sanem-misaller perestişkârlarının hevesatlarına hoş görünmek ve teveccühlerini kazanmak için riyakârane gösteriş ile ibadet gibi bir vaziyet gösteriyorlar.
..deyip âhirzaman fitnesinin ibtidadan intihaya doğru seyrini nazara veren Bediüzzaman Hazretleri hadîslerde:
«Dünyaya karşı ve kadınlara karşı müteyakkız bulunun. Çünki şeytan ve iblis, her zaman müslümanlara karşı tetikte ve avcı tuzağını hazırlamış bulunmaktadır. Onun avına kapılmanın veya oltasına yem olmanın en câzibi, kadınların bacaklarıdır.»
Diğer bir hadîste de: «Âhirzamanda en şiddetli harp, kadınlara karşı harbdir.» (Risale-i Nurun Kudsî Kaynakları hadîs no: 973)
..gibi hadîslerle yapılan ikazları da şöyle izah eder:
«Âhirzamanın fitnesinde en dehşetli rolü oynayan taife-i nisaiye ve onların fitnesi olduğu, hadîsin rivayetlerinden anlaşılıyor.
Evet nasıl ki tarihlerde eski zamanlarda “Amazonlar” namında gayet silahşör kadınlardan mürekkeb bir taife-i askeriye olarak hârika harbler yaptıkları naklediliyor.
Aynen öyle de: Bu zamanda zendeka dalaleti, İslâmiyete karşı muharebesinde nefs-i emmarenin plâniyle, şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi, yarım çıplak hanımlardır ki; açık bacağıyla, dehşetli bıçaklarla ehl-i imana taarruz edip saldırıyorlar.
Nikah yolunu kapamağa, fuhuşhane yolunu genişlettirmeğe çalışarak, çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile yaralıyorlar. Belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar.
Bir kaç sene namahrem hevesatına göstermenin tam cezası olarak; o bıçaklı bacaklar Cehennem’in odunları olup, en evvel o bacaklar yanacaklarını ve dünyada emniyet ve sadakatı kaybettiği için, hilkaten çok istediği ve fıtraten çok muhtaç olduğu münasib kocayı daha bulamaz. Bulsa da başına belâ bulur.
Hattâ bu halin neticesi olarak, o âhirzamanda, bazı yerlerde nikaha rağbetsizlik ve riayetsizlik yüzünden, kırk kadına bir erkek nezaret edecek derecede ehemmiyetsiz, sahipsiz, kıymetsiz bir surete gireceği, hadîsin rivayetinden anlaşılıyor.» (Gençlik Rehberi sh: 23)
«Rivayette var ki, “Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.” (1-) Bunun için bin üç yüz sene zarfında emr-i Peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiâze etmiş, azab-ı kabirden sonra مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَالِ وَ مِنْ فِتْنَةِ آخِرِ الزَّمَانِ (2-) vird-i ümmet olmuş.
Allahu a’lem bissavab, bunun bir tevili şudur ki: O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâp ederler.
Meselâ, Rusya’da hamamlarda kadın-erkek beraber çıplak girerler. Ve kadın, kendi güzelliklerini göstermeye fıtraten çok meyyal olmasından, seve seve o fitneye atılır, baştan çıkar. Ve fıtraten cemalperest erkekler dahi, nefsine mağlûp olup o ateşe sarhoşâne bir sürurla düşer, yanar.
İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid’aları, birer câzibedarlıkla pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. Yoksa, cebr-i mutlakla olsa ihtiyar kalmaz, günah dahi olmaz.» (Şualar sh: 584) 1-(Süyûtî, el-Fethü'l-Kebîr: 1:315, 2:185, 3:9; el-Hâvî Li'l-Fetâva: 2:217; Ebû Abdullah Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs: 1:266.) 2- (Buhari, Daavât: 37, 39, 44, 45, 46, Ezan: 149, Cenâiz: 88, Fiten: 26; Müslim, Mesâcid: 127, 128, 130-134; Müsned, 6:139.)
Resul-i Ekrem (A.S.M.) «Nakl-i sahih-i kat’î ile, ferman etmiş ki:
اِذَا مَشَوُا الْمُطَيْطَاءَ وَخَدَمَتْهُمْ بَنَاتُ فَارِسَ وَالرُّومِ رَدَّ اللّهُ بَأْسَهُمْ وَسَلَّطَ شِرَارَهُمْ عَلَى خِيَارِهِمْ deyip, “Ne vakit size Fars ve Rum kızları hizmet etti; o vakit belânız, fitneniz içinize girecek, harbiniz dahilî olacak, şerirleriniz başa geçip hayırlılar ve iyilerinize musallat olacaklar” haber vermiş. Otuz sene sonra haber verdiği gibi çıkmış.» (Mektubat sh: 107) (Tirmizî (tahkik: Ahmed Şâkir), no. 2262; el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’s-Sahîha, 954; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 10:232, 237.)
Bir hadîs-i şerifte de mealen şöyle buyuruluyor:
“Resulullah (A.S.M.):
-Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne, bir imtihan vesilesi bırakmadım.» (Sahih-i Müslim cilt: 8 sh: 227 hadîs: 97 ve 98, 99. hadîsler de aynı manada olup, İbn-i Mace 36. Kitab-ül Fiten 19.babı da kadın fitnesi hakkındadır.)
«Nitekim, Kadınlar şeytanın ağlarıdır” denilmiştir. Şeytanlar başka tarik ile aldatamadıklarını, en ziyade kadınla aldatır.» (Elmalı Tefsiri sh: 1471) (Keşf-ül Hafa 2802) | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: ZAMANIMIZIN DEHŞETİ HAKKINDA İKAZLAR C.tesi Ocak 31, 2009 8:01 pm | |
| Diğer bir hadîs meali de şöyledir:
«İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki: Onların endişeleri mideleri olacak, şerefleri de meta-ı dünya olacak ve kıbleleri de kadınları olacak ve dinleri de dirhem ve dinarları (paraları) olacak. Bunlar mahlukatın en şerlileridir ve Allah katında onların hiç nasibleri yoktur.» (Keşf-ül Hafa hadîs: 3270) (Ramuz-ul Ehadîs sh: 504)
«Âhirzamanda bir şahsın hatiat ve günahlarının gayet dehşetli bir yekûn teşkil ettiğine dair rivayetler vardır. Eskide acaba âdi bir adam, binler adam kadar günah işleyebilir mi ve o âhirzamanda bildiğimiz günahlardan başka hangi günahlardır ki kâinatın hey’et-i mecmuasına dokunur, kıyametin kopmasına ve dünyaları başlarına harab olmasına sebebiyet verir, diye düşünürdüm. Şimdi bu zamanda müteaddid esbabını gördük.
Ezcümle müteaddid vücuhundan radyomla anlaşıldı ki: O bir tek adam bir tek kelime ile, bir milyon kebairi birden işler ve milyonlarla insanı dinlettirmekle günaha sokar. Evet, küre-i havanın yüzbinler kelimeleri birden söyleyen ve bir dili olan radyo unsuru, nev-i beşere öyle bir nimet-i İlâhiyedir ki, küre-i havayı bütün zerratıyla şükür ve hamd ü sena ile doldurmak lâzım gelirken, dalâletten tevellüd eden sefahet-i beşeriye, o azîm nimeti şükrün aksine isti’mal ettiğinden elbette tokat yiyecek.» (Kastamonu Lâhikası sh: 71)
Bilhassa zamanımızda tekniğin gelişmesiyle bütün insanlara tesir etmek imkânını veren neşir organları yoluyla ve nefsanî zevklerin cazibedarlığıyla insanları diyanetten, maneviyattan alıkoymak ve sefahete atmak olan din düşmanlarının dehşetli plânlarından, Kur’an (31:6) ve emsali âyetleriyle insanları ikaz eder. Keza İblis’in ve İblis’e bağlı olan sefih insî şeytanların, yani münafık cereyanların halkı şehevî çalgılarla dalalete itmesine ve ihtilalci ve neşriyatta yaygaracı müfsidlere işaret eden (17:64) âyeti de gayetle câlib-i dikkattir.
Bir rivayette mealen buyuruluyor ki:
«Şarkıcı cariyeleri ne satın, ne de satın alın, ne de öğretin. Onlarla yapılan ticarette hayır yoktur, parası da haramdır. “İnsanlardan bazıları, Allah yolundan saptırmak için boş lafa müşteri çıkanlar vardır.” (Lokman Suresi, 6) âyet-i celilesi bu gibilerin hakkında nazil olmuştur.» (Tac Tercemesi cilt:5 hadîs:867)
Diğer bir rivayet de mealen şöyledir:
Abdullah (R.A.) dan: Peygamber (A.S.M.) dedi ki: Şarkı ve çalgı, kalbde nifak tohumlarının bitmesini sağlar.» (Tac Tercemesi cilt: 5 hadîs: 866)
Bir hadîs-i şeriflerinde mealen şöyle buyuruyor:
«Size benden sonra dört fitne gelecektir. Dördüncüsü geldiğinde, kulağa bir şey girmez, göz görmez ve her tarafı fitne sarar. Ümmet bir belâya mübtela olur, yılanın çöreklenmesi gibi. Öyle ki, onda ma’ruf inkâr edilir, münker ise maruf sayılır. Ve bu fitnede, insanların bedeni öldüğü gibi kalbleri de ölür.» (Ramuz-ul Ehadîs sh:247 (En-Nihaye vel Bidaye cilt:1 sh: 65’deki bir hadîs de bu hadîsi te’yid eder.)
İnsanın hakiki ilim ve fazileti kazanmasının iki temel menbaı, naklî ve aklî delillerdir. Kulak naklî delillerin, göz aklî delillerin iki ana cihazıdır. Fitneye düşmemek isteyen bu mühim iki organı asıl vazifelerinde istihdam edip nefsin âleti olarak kullanmamalıdır.
Diğer bir hadîs de özetle şu mealdedir:
«Âhirzaman fitnesinde bozuk insanların kalbleri şeytan kalbi gibidir.
Kan dökücü (anarşist ve ihtilalci, fâsık)tırlar.
Çocukları uram (edebsiz ve hırçın); (Diğer bir rivayette de “gayızlı” R.Ehadîs 478)
gençleri hayasız ve vakarsız;
yaşlıları emr-i bil-ma’rufu yapmaz; sünneti bid’at gibi, bid’atı sünnet gibi görürler;
idarecileri tâgi ve müfsiddir..;
İşte o zaman Allah onlara şerlilerini musallat eder. Hayırlıların duası (ve daveti) kabul olmaz.» (Ramuz-ul Ehadîs no: 502)
Acibdir ki bu gibi rivayetler, bu yaşanan, âhirzaman fitnesini aynen haber veriyor. Hayasızlık, açıksaçıklık gibi günahlar medenîlik namı altında iftiharla alenî işleniyor. Bu hayatı, 1400 sene evvel kemal-i ciddiyetle haber veren zatın peygamberliği aşikârdır. Eğer Allah bildirmezse, bir beşer düşüncesiyle böyle gaybiyyatı ihbar etmek mümkün değildir. | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: ZAMANIMIZIN DEHŞETİ HAKKINDA İKAZLAR C.tesi Ocak 31, 2009 8:01 pm | |
| Bir hadîs-i şerif mealinde buyuruluyor ki:
«Âhirzaman fitnesinde kişi mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak akşamlar. Ancak Allah’ın ilim ile ihya ettiği kimseler müstesnadır.» (İbn-i Mace 36.Kitab-ül Fiten, bab: 9 hadîs: 3954)
Çünki İslâm cemiyetinde taklidî iman kâfi olsa da, fitne zamanlarındaki bozuk cemiyetlerde mü’min iman-ı tahkikî ile hak ve batılı ayırıp kendi hayatında iman nuru ile hakkı takib eder. Medeniyet namı altında işlenen günah ve haramı tanır.
Diğer bir cihette de: «Bu âhirzaman fitnesinde açlık ehemmiyetli bir rol oynayacak. Onunla ehl-i dalalet, biçare aç ehl-i imanı derd-i maişet içinde boğdurup, hissiyat-ı diniyeyi ya unutturup ya ikinci, üçüncü derecede bırakmağa çalışacak diye, rivayetlerden anlaşılıyor.» (Kastamonu Lâhikası sh: 140) (Kenz-ül Ummal hadîs: 38472)
Âhirzaman fitnesinde terk-i imarete ve makamat-ı resmiyeyi istememeye dair bir kaç hadîs meallerini, yalnız ibret ve teyakkuz makamında olarak burada dercetmek münasib görüldü. Şöyle ki:
«İnsanların akaidlerini bozduklarını, emanetlerini hafife aldıklarını ve -parmaklarını birbirine geçirip- böyle olduklarını gördüğün zaman; evini tercih et, lisanına sahib ol, maruf olanı al, münkeri bırak, kendi işinde meşgul ol ve ammenin işlerini kendilerine bırak.» (Ramuz-ul Ehadîs sh:46) | |
| | | | ZAMANIMIZIN DEHŞETİ HAKKINDA İKAZLAR | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|