ZÜBEYDE SUYU
Halife Harun Reşid’in hanımı Zübeyde hatun, rüyasında şiddetli susuzluk çekmiş, uyandığında kalkıp soğuk su içtikten sonra tekrar yatmış. Uyuyunca rüyasında tekrar aynı susuzluğu duymaya başlamış. Rüyasında içecek su aramaya başlamış. Telaşlı telaşlı su ararken Rasulullah (s.a.v.) Efendimize rastlamış. Zübeyde hatunun bu telaşını görünce ona:
- Ya Zübeyde!... Susadığında soğuk sular içip, Bağdat’ın serin havasını teneffüs ediyorsun. Kardeşlerini hatırlasana. Hacılar şu anda Mekke’de kızgın güneşin altında su sıkıntısı çekiyor. Bunca hüccacın susuzluktan dudakları yarılırken senin ve Müslümanların halifesi kocan Harun Reşid’in soğuk su içmesi yakışmaz, demiş.
İşte bu rüya (rüyanın farklı olduğunu söyleyenlerde vardır) üzerine, Zübeyde Hatun, Harun Reşid’i uyarmış, zamanın imkanlarıyla Bağdat kıyılarından alınan su yalçın dağlardan aşılarak Mekke’ye getirilip akıtılmıştır. Bu çalışmalar esnasında bir ara hazinedeki para tükenince, Zübeyde hatun bütün mücevherlerini vererek suyun bir an önce götürülmesini istemiştir. Bu sebeple o günden beri bu suya Zübeyde suyu ya da Ayn-ı Zübeyde denir.
Kanuni Sultan Süleymanın kızı Mihrimâh sultan zamanla bozulan su yollarını duymuştu.
Derhal babasının huzuruna çıkıp, o da sahib olduğu bütün mücevheratını bu yolda kullanmak için izin istedi. Mimar Sinan’ın da bu işe memur edilmesini talep etti. Süleymaniye Camiinin temellerini attıktan sonra ortadan kaybolan Mimar Sinan Mekke’den Arafat’a kadar yeniden su yolunu tamir etmiş ve suyu akıtmıştır.
Şu anda Arafat’tan müzdelifeye giderken yolun sağındaki taş yapılardan müteşekkil su kemerleri Mimar Sinan’ın yaptığı su yoludur.[7]
Yol boyunca anlatıyor, sonra bir Mescidin önünde durduk. Gölgede yerimizi aldıktan sonra Yakup Hocamızı dinledik.
Burası Müzdelife’dir ve Bu mescid, “Meş’ar-i Haram” mescididir.