İ'lem Eyyühel-Aziz! Bazan bir şeye şiddetli muhabbet, o şeyin inkârına sebeb olur. Ve keza şiddet-i havf ve gayet azamet ve aklın ihatasızlığı da inkâra sebeb olur.
(Mesnevi-i Nuriye - 103)
İ'lem Eyyühel-Aziz! Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve zînetleri, Hâlıkımızı, Mâlikimizi ve Mevlâmızı bilmediğimiz takdirde cennet olsa bile cehennemdir. Evet öyle gördüm ve öyle de zevkettim. Bilhassa şefkatin ateşini söndürecek, marifetullahtan başka bir şey var mıdır? Evet marifetullah olduktan sonra, dünya lezzetlerine iştiha olmadığı gibi Cennet'e bile iştiyak geri kalır.
(Mesnevi-i Nuriye - 104)
İ'lem Eyyühel-Aziz! Dünyada cereyan eden ve husule gelen her bir şeyin iki vechi vardır. Biri âhirete bakar ki, nefs-ül emirde en sabit, en ağır bu vecihdir. İkincisi dünyaya, nefsine ve hevaya bakar. Bu vecih, hakaret, hıffet ve zevalden öyle bir mevkidedir ki, kalbin teessürüne, teellümüne, ızdırabına, düşüncelerine bâis olacak bir kıymette değildir.
(Mesnevi-i Nuriye - 104)