Bismihi Subhanehu
Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü
Aziz ve Fedâi kardeşim
Halil
Hem sana, hem kıymetli ve muhterem kardeşim Mustafa’ya çok selâm ederim. Risâle-i Nur’un nevvar, feyyaz, füsunkâr mutalaasında ve kudsî hizmetinde muvaffakiyetler dilerim.
Mektubunu aldım. Seninle görüşünce bende fedaîliğe doğru olan ruhum nasıl ihtizaza gelirse mektubun da beni öylece mütehassis etti. Gelip giden kardeşlerden dâima soruyordum, acaba hasta mı diye merak ediyordum. Artık benimle senin eski canlılık günlerim geçti, bundan sonra sıhhatına çok dikkat et. Başta Üstadımız Sertacımız Sevgili Üstadımız Kendini dâima koruyordu. Üstadımızın hizmetine girdikten sonra ayıldım, kendimi korumaya başladım, fakat eski dikkatsizliğimden ileri gelen rahatsızlıklar ibadetime, hizmetime zarar vermeye başlamıştı. Elhamdûlillah eskisinden çok farklıyım şimdi çalışabiliyorum. Ankara ve İstanbul kalabalıktır. Orada yapacağım işleri yapamıyorum. Bunun için daha bir müddet kalacağım.
Aziz kardeşim!
Dünya fanidir. Sıkıntısı da fani, sevinci de fanidir. Cefası fani safası da fanidir. Senin öyle çillelerle cefalarla ve lütf-u ilâhi sayesinde gördüğün hizmetler bire bin kıymetindedir. Merhum, mübeccel, asil ve sevgili Üstadımız hasta bir talebesine çok defa diyordu ki; “Senin bu hastalığınla yazdığın üç-dört sahifelik hizmet, sıhhatli halinde yirmi sahifeden daha makbuldûr.” mealinde ders verirdi.
Gündüz uykusunu sakın sakın fazla uyuma. Yatsın uyuyup sabahtan kalk kendini Süleymaniye veya daha uzak, Fatih’e koş. Gündüz bir iki saattan fazla uyku bütün hastalıkların başı olan sebeplerden birisidir. Hasta da olsan sabahleyin fırla, ya Allah deyip bu yaz havasının İlâhi feyzinden istifade et. Üstadımız yaz kış daima bütün ömründe çıkmış ve dağlara, bahçelere yürüyerek gitmiş. Emirdağında, Barla’da o mecalsiz halinde mutlaka dışarı çıkıyor ve yürüyordu. Sıhhatın en büyük muhafızı üç nimeti ilahiyede:
1- Temiz Hava.
2- Her gün yürüme
3- Yemekleri vaktinde saatinde yeme.
Dûana çok muhtaç
Kusurlu kardaşın
Zübeyir