NUR DERSi - NUR DERSLERi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NUR DERSi - NUR DERSLERi


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
Salı Mart 10, 2009 11:46 am
Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am

 

 Aile ve çocuklar arası ilişkilere bir bakış

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
NurDersi
MuHakkiK
MuHakkiK
NurDersi


Mesaj Sayısı : 709
Kayıt tarihi : 30/01/09

Aile ve çocuklar arası ilişkilere bir bakış Empty
MesajKonu: Aile ve çocuklar arası ilişkilere bir bakış   Aile ve çocuklar arası ilişkilere bir bakış Icon_minitimeCuma Ocak 30, 2009 11:22 pm

Günümüz ailelerinin en büyük sorunlarından biri:Çocuk terbiyesi…Ne yazıkki günümüzde en dindar ailelerin bile çocuklarına gereken İslami terbiyeyi veremediğini görüyoruz…Bu nedenle de toplumumuz git gide yaşanılmaz bir hal alıyor…Zira makam mevki asrilik moda gibi kavramlar ve dunyaya perestiş etmek haf safhada.Kur andan ve islamdan ayrı düşünen ve bu tarz bidaları hayatlarına tatbik edenler en evvel evlatları ile bir nevi terbiye ediliyorlar.Bu hususa dikkat çeken asrn Müceddidi Bediüzzaman:
Vâlideler bu asırda, bir aşılama suretinde şefkatlerini yanlış bir tarzda sarfetmeleridir ki; evlâdım şan, şeref, rütbe, memuriyet kazansın diye, bütün kuvvetleriyle evlâdlarını dünyaya, mekteblere sevkediyorlar. Hattâ mütedeyyin de olsa, Kur'anî ilimlerin okumasından çekip dünya ile bağlarlar. İşte bu şefkatin bu yanlışından, kader bu mahrumiyete mahkûm etti.
(Kastamonu Lahikası - 264)

İfadesiyle bizleri teyakkuz makamına çagırıyor.Hem Risale Nurda bazı ifadelerle:

Eğer çocuklarımıza Risale-i Nur okutmazsak; yoldan çıkarıcı bu zamanın tehlikelerine düşecekler, fena göreneklere kapılacaklar, kötülükleri taklid edecekler. Bizim başımıza bela ve derd kesilecekler. Âhirette de "İmanımızı neden kurtarmadınız?" diye anne ve babalarından davacı olacaklardır. Bunun için, sevgili yavrularımızın kalblerine Risale-i Nur sevgisini aşılıyoruz. Kadınların çocuklarına karşı şefkatleri fazladır. Eğer çocuklarının ebedî âhiret hayatlarını kurtaracak iman dersleri verilmezse, bu ihmal edilir de yalnız muvakkat fâni dünya hayatına çalıştırılırsa, o vakit çocuklara olan şefkat, hakikî yerine sarfedilmiş olmaz. Çocuğun hem dünyada hem âhirette de felâketine sebeb olan bir şefkat olmuş olur.

Çocuklarımıza okşayarak, sevgiyle diyoruz ki:

"Evlâdım!.. Risale-i Nur seni hem dünyada, hem âhirette mes'ud, bahtiyar edecek en büyük ve en hakikî bir din kitabıdır, iman dersleridir. Okumaktan mahrum kalırsan, iman derslerini şimdi alamazsan; hem dünyada, hem âhirette bedbaht olursun, perişan kalırsın." diyerek ve Risale-i Nur hakkında yazılmış olan mektubları, destanları, kasideleri, şiirleri okuyarak, okutarak Risale-i Nur'un sevgisini kalblerine, büyüklüğünü ruhlarına yerleştirmekte devam edeceğiz. Dualarınız sayesinde Risale-i Nur'un dersleriyle inşâallah evlâdlarımız İslâmiyet'e, hem bize, hem milletimize hayırlı, dindar gençler olarak yetişirler.
(Hanımlar Rehberi - 134)

Çocuk terbiyesine ziyade dikkat çekiliyor.Bu hususta validelere görev düşüyor şöyle ki


O şefkatli vâlide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. "Oğlum paşa olsun" diye bütün malını verir; hâfız mektebinden alır, Avrupa'ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor ve dünya hapsinden kurtarmağa çalışıyor, Cehennem hapsine düşmesini nazara almıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak o masum çocuğunu, âhirette şefaatçı olmak lâzım gelirken davacı ediyor. O çocuk, "Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?" diye şekva edecek. Dünyada da terbiye-i İslâmiyeyi tam almadığı için, vâlidesinin hârika şefkatının hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder. Eğer hakikî şefkat sû'-i istimal edilmeyerek, bîçare veledini haps-i ebedî olan Cehennem'den ve i'dam-ı ebedî olan dalalet içinde ölmekten kurtarmaya o şefkat sırrı ile çalışsa; o veledin bütün ettiği hasenatının bir misli, vâlidesinin defter-i a'maline geçeceğinden, vâlidesinin vefatından sonra her vakit hasenatları ile ruhuna nurlar yetiştirdiği gibi, âhirette de değil davacı olmak, bütün ruh u canı ile şefaatçı olup ebedî hayatta ona mübarek bir evlâd olur.

Evet insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun vâlidesidir. Bu münasebetle ben kendi şahsımda kat'î ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum:

Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zâtlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini, aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma, merhum vâlidemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.(Lem'alar - 200)

Evet bu hakikî ihlas ile hakikî bir fedakârlık taşıyan vâlidelik şefkati sû'-i istimal edilip, masum çocuğunun elmas hazinesi hükmünde olan âhiretini düşünmeyerek, muvakkat fâni şişeler hükmünde olan dünyaya o çocuğun masum yüzünü çevirmek ve bu şekilde ona şefkat göstermek, o şefkatı sû'-i istimal etmektir.
(Lem'alar - 200)

Çünki bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkil bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa peder ve vâlidesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve vâlidesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur. Âhirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur. Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız? (Emirdağ - 1 - 41)

Oysa ki ;yaşadığımız her sorun gibi bu sorunun çaresini de rehberimiz olan kuran da ve kuranı yaşam tarzı yapmış ve Hz aişe tarafından “yürüyen kuran” die vasfolunan Efendimiz asm ın hayatında bulabilmemiz mümkün… Bizler gerektiği kadar Onun hayatını bilsek zaten hiçbir şahsi,içinden çıkamadığımız durum olmaz…
Evet eger çocuğumuzda da bir takım sorunlar baş göstermişse bunun sorumlusu da gene biziz…Şimdi Efendimiz asm’ın çocuklar için söyledikleri doğrultusunda kendi iç dünyamızda bir kıyas yapalım…
Rehberimiz olan Nebiyy-i Zişan(asm);
“Rahmet sahiplerine Rahman rahmet eder. Merhameti olmayana merhamet edilmez. Küçüklere şefkat etmeyen bizden değildir”der ve çocuklarına çok düşkün ve onlara son derece şefkatli olan kadınları, takdir etmek suretiyle, teşvik ederdi.
“Çocuklarınızı çok öpün. Zira her öpücük için size Cennette bir derece verilir ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe mevcuttur. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar” der ve kendisiyle onlar arasında hiçbir engel koymaz,huzuruna girmeleri için serbestlik tanır, rastladığı çocuklara selâm verir, onlarla şakalaşır, güzel isimler takar, oynayıp sırtına ve omzuna bindirir, ağlayan çocukları teskin ederdi..

“Kim ağlayan çocuğunu sakinleşinceye kadar gönüllerse, Cenab-ı Hak Cennette ona memnun oluncaya kadar hediye ve ihsanda bulunur” diye teşvik etmiş, çocuklara eşit muamelede bulunurdu…
Bu hadisler ışığında dönüp çocuğumuzla olan ilişkimizi bir kontrol edelim…Ona nasıl davranıyoruz?Yapmasını istediklerimizi hangi dille anlatıyoruz şefkat diliyle mi? Azar diliyle mi?

İşte bu hakikata binaen en bahtiyar çocuklar onlardır ki; Risale-i Nur dairesine girip dünyada peder ve vâlidesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a'maline vefatlarından sonra hasenatı yazdırmakla ve âhirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlâd olurlar. (Emirdağ - 1 - 41)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurdersi.forummum.com
 
Aile ve çocuklar arası ilişkilere bir bakış
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İslâmi Hayatta Aile ve Çocuk Terbiyesi Aile Konusu
» ŞER CEREYANLARININ AİLE ÜZERİNDEKİ OYUNLARI
» AİLE REİSİNİN MES'ULİYETİ
» GERÇEK AİLE SAADETİ
» Evlenmek mi, Aile Kurmak mı?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NUR DERSi - NUR DERSLERi :: İSLAMİ MESELELER VE PAYLAŞIMLAR :: İSLAMDA AİLE-
Buraya geçin:  
lemalarnuru@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin & Administrator
©PhPBB
Bedava forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar