NUR DERSi - NUR DERSLERi
|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
|
|
| Salı Mart 10, 2009 11:46 am
|
|
| Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
|
|
| C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme Çarş. Şub. 11, 2009 6:34 pm | |
| Asrımızda meydana çıkıp gelişen hâdisat ve şartlar karşısında Kur’an ve Sünnete istinaden gereken tercihleri tesbit edip neşretmiş olan ve İslâm ve Hristiyan milletlerinin dikkatlerini çeken Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin eserlerinden mevzu ile alâkalı az bir kısım, aşağıda sıralanmıştır.
Ahirzamanda zuhur eden nifak cereyanının,17. Sure olan İsrânın 4.Ayetinin sonunda haber verilen “O cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın şahsiyet-i mâneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur edecek, yani rahmet-i İlâhiyenin semâsından nüzul edecek; hâl-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-ı İslâmiye ile birleşecek, mânen Hristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılâp edecektir. Ve Kur’ana iktida ederek, o İsevîlik şahs-ı mânevîsi tâbi ve İslâmiyet metbu’ makamında kalacak.
Din-i Hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet; ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık, bir Kadir-i Külli Şey’in va’dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey’ va’detmiş, elbette yapacaktır.» (Mektubat sh: 56)
Yani Hz.İsaya bağlı olan hakiki hristiyanlarla alemi islamın ittifakından önce her iki tarafın da mağlubiyeti devam edeceği fakat ittifak neticesinde galebe edecekleri beyan ediliyor.
“Hem âlem-i insaniyette inkâr-ı ulûhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı beşeriyeyi zîr ü zeber eden Deccal komitesini, Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın din-i hakikîsini İslâmiyetin hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaati namı altında ve “Müslüman İsevîleri” ünvanına lâyık bir cemiyet, o Deccal komitesini, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak; beşeri, inkâr-ı ulûhiyetten kurtaracak.» (Mektubat sh: 441)
«Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semâvî ve ulvî, hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikat-ı Kur’aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur, ölür. Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir.» (Şualar sh: 581) | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme Çarş. Şub. 11, 2009 6:34 pm | |
| Not: Ekser papazlar asırlardır İslâmiyet aleyhinde mesnedsiz telkinde bulunurlarken Peygamberimiz (A.S.M.) ise pek çok hadisleriyle Hazret-i İsa’nın (A.S.) âhirzamanda nüzûl edip dinsizlik cereyanını dağıtarak geniş bir sahada hakim olacağını bildirmekle, ümmetin nazarını Hazret-i İsa’ya (A.S.) çevirmiştir. Bu sebeple ümmeti, asırlardır Hazret-i İsa’nın nüzûlünü bekler. İşte bu husus açıkça gösterir ki; bazı papazlar hâkimiyetlerini koruma taassubuna kapılmışlardır. Peygamberimiz (A.S.M.) ise daima hakka bağlı kalmış, hissî taassubları reddetmiştir. Şimdi hakiki İsevîler, bu yanlışın tashihini ciddî olarak ele almışlar ve sonunda muvaffak olacaklardır inşâallah.
Yalnız bir hususun burada açıklanması hâssaten gerekiyor. Burada nakledilen parçalarda da görüleceği üzere, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Avrupa ve Amerika gibi Hristiyan dünyasını, menfî ve müsbet olarak ikiye ayırır. Sefahet ve dalâlet içinde âhireti unutmuş olmakla beraber, dinsizlik cereyanlarına bağlı olmayıp Ehl-i Kitab olan fakat aşırı gaflette bulunanlar, giderek müsbet İsevîlere iltihakları bazı âyet ve hadislerin müjdesinden ümid ediliyor. (Bak: Kur’an 4:159)
Keza beşeriyet dünyasında gaddarane boğuşmaların getirdiği çeşitli huzursuzluklar sebebiyle ve Avrupanın bozuk kısmının aşılayıp alıştırdığı çılgınca sefahetin ve bozuk siyasetin çirkin neticelerinin görünmesi gibi sebeblerle uyanan insanlar, Kur’anın hakikatlarına şiddetli ihtiyaç duyacaklarını ve o hakikatları kuvvetli delillerle ispat ve izhar eden Risale-i Nur eserleri beşeriyeti ikaz ve irşad edeceğini nazara veren Bediüzzaman Hz. diyor ki:
«Nev’-i beşer bu son harb-i Umumînin eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadı ile ve merhametsiz tahribatı ile ve birtek düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve mağlûpların dehşetli me’yusiyetleriyle ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azaplariyle ve dünya hayatının bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğu umuma görünmesiyle ve fıtrat-ı beşeriyyedeki yüksek istidadatın ve mahiyet-i insaniyyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasiyle ve gaflet ve dalâletin, sert ve sağır olan tabiatın, Kur’anın elmas kılıncı altında parçalanmasıyla ve gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı en geniş perdesi olan siyaset-i ruy-i zeminin pek çirkin, pek gaddarâne hakikî sureti görünmesiyle, elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki:
Şimalde, garpta, Amerika’da emâreleri göründüğüne binaen, nev-i beşerin mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviyye, böyle çirkin ve geçici olmasından fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkıyyeyi bütün kuvvetiyle arayacak ...
Saniyen: Madem Risale-i Nur, bu mu’cize-i kübrânın elinde bir elmas kılınç hükmünde hizmetini göstermiş ve muannid düşmanlarını teslime mecbur etmiş. Hem kalbi, hem ruhu, hem hissiyatı tam tenvir edecek ve ilâçlarını verecek bir tarzda hazine-i Kur’aniyyenin del-lâllığını yapan ve Ondan başka me’hazı ve mercii olmayan ve bir mucize-i mâneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi tam yapıyor.» (Sözler sh: 154)
Yani Risale-i Nur, bunalmış beşerin iç huzurunu, iman şuuru ve feyz-i Kur’anla kazandırıyor.
Mütecaviz dinsizliğe karşı İslâm-Hristiyan ittifakı, asrımızın ehemmiyetli mes’elelerinden biridir. Bununla alâkadar olarak mânidar bir hadiste şöyle buyuruluyor:
«İstikbalde Rum ile emniyeti te’min eden bir sulh akdedeceksiniz ve ikiniz birlikte ikinize de muhalif olan bir düşmana karşı savaşacaksınız.»* | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme Çarş. Şub. 11, 2009 6:35 pm | |
| Bu hadis-i Şerif, beynelmilel dinsizlik ve anarşiliğe karşı, İslâm-Hristiyan ittifakını haber verirken, metindeki “Sulhen âminen” ifadesi, umumi huzur ve asayişi ciddi ihlâl eden anarşizmden ve azgın beşerin vahşiliklerinden zımnen haber verir. Çünki mâna-yı muhalifinden anlaşılıyor ki; anarşizmin şiddetinden umumi emniyetin iadesene şiddetli ihtiyaç doğacak.. yani, bu hadisin metninde geçen “emniyet sulhu”, yani emniyeti temin edebilmek için gereken kuvvete sahib olmak, ancak İslâm-Hristiyan ittifakıyla mümkün olacak, diye işaret eder.
Aşağıdaki parçalar dahi bu hadis-i şerifin mana külliyetinden asrımıza bakan vechiyle alâkalı izahlardır. Şöyle ki:
«Hattâ, hadis-i sahihle: Âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları, ehl-i Kur’anla ittifak edip, müşterek düşmanları olan zendekaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları, muvakkaten medar-ı münakaşa ve niza etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar. (Lem’alar sh: 151)
İslâm dünyasına karşı giderek azgınlaşan Avrupanın menfi kısmına karşı, Amerikanın İslâma taraftar çıkacağını, 1946’larda yazdığı bir ikaznamesinde haber veren Bediüzzaman Hz. aynen şöyle diyor:
«Ehemmiyetli bir endişe ve bir tesellî kalbime geliyor ki:Bu geniş boğuşmaların neticesinde, eski harb-i umumîden çıkan zarardan daha büyük bir zarar, medeniyetin istinadı, menbaı olan Avrupa’da, Deccalâne bir vahşet doğurmasıdır. Bu endişeyi tesellîye medar, Âlem-i İslâmın tam intibahiyle ve Yeni Dünyanın, Hristiyanın hakikî dinini düstur-u hareket ittihaz etmesiyle ve Âlem-i İslâmla ittifak etmesi ve İncil, Kur’ana ittihad edip tâbi olması, o dehşetli gelecek iki cereyana karşı semavî bir muavenetle dayanıp, inşaallah galebe eder.» (Emirdağ Lâhikası-I sh: 58) | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme Çarş. Şub. 11, 2009 6:35 pm | |
| Burada nazara verilen iki cereyan, ve hadis ve şeriatın temel teşkil eden kitablarında Süfyan ve Deccal olarak ifade edilen mütecaviz cereyanların kasdedildiği kuvvetli ihtimaldır.
Kur’anda, Ehl-i Kitab ile birleşmenin esasını beyan eden (3:64.) âyet-i kerimeinde şöyle buyruluyor:
«“De ki: Ey Ehl-i kitab! Sizinle bizim aramızda müsavi bir kelimeye gelin. Şöyle ki: Allah’tan başkasına değil yalnız Allah’a ibadet edip bağlanalım. O’na hiçbir şeyi şerik yapmıyalım. Ve ba’zımız ba’zımızı, rab ittihaz etmesin. Eğer bundan yüz çevirirlerse şöyle deyin: Şâhid olun ki biz hakikaten Müslimiz (müsâlemetkârız.)”
Burada muhtelif vicdanların, muhtelif milletlerin, muhtelif dinlerin, muhtelif kitabların bir vicdan-ı esasîde, bir kelime-i hakta nasıl tevhid olunabilecekleri, İslâm’ın âlem-i beşeriyette nasıl vasi’, ne kadar vâzıh, ne kadar müstakim bir tarîk-ı hidayet, bir kanun-u hürriyet ta’lim eylemiş bulunduğu ve artık bunun Arab ve Aceme inhisarı olmadığı tamamen gösterilmiştir.» (Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri sh:1131)
İbn-i mace 4090. Hadisinde, fitnenin dehşetlendiği ahirzamanda harb gücü üstün derecede olan bir devletin İslâmiyeti koruyacağı bildiriliyor.
Bu bahis bukadarla iktifa edildi. Tafsilatı aynı mevzuuya ait olan bröşüre havale edildi.
(İbn-i Mace Tercemesi cilt:10, sh: 354-356)
* Tac Tercemesi cilt: 4 hadis: 960; İbn-i mace 4089; Ebu Davud cihad: 156 ve melahim: 2; İbn-i Hanbel 4/91, 5/372, 9/40,65 | |
| | | | İslam-İsevi İttifakı Hakkında Kısa Derleme | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|