NUR DERSi - NUR DERSLERi
|
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
|
Konu |
Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
|
|
| Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
|
|
| Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
|
|
| Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
|
|
| Salı Mart 10, 2009 11:46 am
|
|
| Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
|
|
| C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
|
|
| FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI ve MÂNÂLARI | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI ve MÂNÂLARI C.tesi Ocak 31, 2009 7:59 pm | |
| FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI
Bir madenin hâlisini, özünü, karışığından ayırmak için ateşe tutmaktır. Onun için mebdei, mihnet ve ibtilâ; müntehası, imtihan ve ihtibar (deneme) ve temyiz mânâsınadır.
Kur’anda fitne, mezkûr mânâ çerçevesinde ve muhtelif makamlarda hayli geçmektedir.
Risale-i Nur eserlerinde de, fitne kelimesinin geçtiği yerler çoktur. Bunlardan birkaç kısa nümunesi şöyledir:
«Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir.» (Sözler sh: 142)
Buradaki fitne, çılgınca bir sefahet hayatı mânâsında.
«Eğer o katl, bir adavetten ve bir kinli garazdan gelmemişse ve bir münafık o fitneye vesile olmuş ise…» (Sözler sh: 152)
Burada ise fitne, münafıkların tahrikiyle vuku’ bulan katl ve bozgunculuk mânâsında..
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ezvac-ı Tahiratına demiş: “İçinizden birisi, mühim bir fitnenin başına geçecek...” (Mektubat sh: 98) (el-Askalânî, Fethü’l-Bârî, 13:45)
Bu ifadedeki fitne, müslümanlar arasında re’y ihtilafından doğan dâhilî harp mânâsında…
«Gayet muhtelif akvamın birbirine karışmasıyla, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın haber verdiği gibi, sonra inkişaf eden yetmişüç fırka efkârının esaslarını taşıyan o akvam içinde, fitne-engiz hâdisatın zuhuru…» (Mektubat sh: 99)
Yine müslümanlar arasında ihtilaf ve mukatele mânâsında…
«Asr-ı Saadetin başına gelen o dehşetli kanlı fitnenin hikmeti ve vech-i rahmeti nedir? Çünki onlar, kahra lâyık değil idiler?…» (Mektubat sh: 100)
Aynı mânâda…
« وَيْلٌ لِلْعَرَبِ مِن شَرٍّ قَدِ اقْتَرَبَ deyip, Cengiz ve Hülâgû’nun dehşetli fitnelerini …» (Mektubat sh: 104) (Buharî, Fiten: 4, 28; Müslim, Fiten: 1; Ebû Dâvud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 23; İbni Mâce, Fiten: 9; Müsned, 2:390, 39; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1:108, 4:439, 483.)
Buradaki fitne, Deccal gibi şerli insanların müslümanlara yaptıkları mezalim, fesad ve istibdad mânâsında…
Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman etmiş ki:
اِذَا مَشَوُا الْمُطَيْطَاءَ وَخَدَمَتْهُمْ بَنَاتُ فَارِسَ وَالرُّومِ رَدَّ اللّهُ بَأْسَهُمْ وَسَلَّطَ شِرَارَهُمْ عَلَى خِيَارِهِمْ deyip, “Ne vakit size Fars ve Rum kızları hizmet etti; o vakit belânız, fitneniz içinize girecek, harbiniz dahilî olacak» (Mektubat sh: 107) (Tirmizî (tahkik: Ahmed Şâkir), no. 2262; el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’s-Sahîha, 954; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 10:232, 237.)
Müslümanların içinde şerli ve zâlim olanlar arasında dâhilî mücadele ve ihtilal mânâsında…
«Kureyş kabilesi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ı öldürtmek için, kat’î ittifak ettiler. Hattâ insan suretine girmiş bir şeytanın tedbiriyle, Kureyş içine fitne düşmemek için, her kabileden lâakal bir adam içinde bulunup, ikiyüze yakın, Ebu Cehil ve Ebu Leheb’in taht-ı hükmünde olarak, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın hane-i saadetini bastılar.» (Mektubat sh: 158)
Buradaki fitne, ihtilaf mânâsında…
«Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise; maksadda ve esasta ittifak ile beraber, vesailde ihtilâf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hizmet eder. Fakat tarafgirane ve garazkârane firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk, şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan barika-i hakikat değil, belki fitne ateşleri çıkıyor.» (Mektubat sh: 268)
Buradaki fitne, garazkârane olan ve belli esaslara bağlı kalmayanlar arasındaki fikir ihtilafları ve mücadeleleri mânâsında…
«İstikbalde Hazret-i Ali (R.A.).A.); elîm hâdisata ve dâhilî fitnelere maruz kalacağını nazar-ı nübüvvetle görmüş.» (Lem’alar sh: 23)
Bu fitne dahi, içtimaî ve dâhilî kargaşalık ve mukatele mânâsında… | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI ve MÂNÂLARI C.tesi Ocak 31, 2009 8:00 pm | |
| تَرَيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللّهِ وَ رِضْوَانًا Saltanat ve hilâfete kemâl-i liyakat ve kahramanlıkla girdiği halde ve kemâl-i zühd ve ibadet ve fakr ve iktisadı ihtiyar eden ve rükû ve sücudda devamı ve kesreti herkesçe musaddak olan Hazret-i Ali’nin (r.a.) istikbaldeki vaziyetini ve o fitneler içindeki harpleriyle mes’ul olmadığını ve niyeti ve matlubu fazl-ı İlâhî olduğunu haber veriyor.» (Lem’alar sh: 31)
Buradaki fitne de yukarıdaki mânâda…
«Evet, istikbal bunu vuzuhla ve kat’iyetle, parlak bir surette ispat etmiştir. Evet, o kadar acip fitneler ve dağdağa-i siyaset içinde, gece ve gündüzde Zeynelâbidin gibi bin rekât namaz kılan ve Tâus-u Yemenî gibi kırk sene yatsı abdestiyle sabah namazını edâ eden çok mühim pek çok zatlar مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرَيةِ sırrını göstermişlerdir.» (Lem’alar sh: 31)
Burada da, dâhilî ve siyasî kargaşa ve mücadeleler mânâsında…
«Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, gayb-âşina ve istikbal-bîn nazar-ı nübüvvetle otuz kırk sene sonra Sahabeler ve Tâbiînler içinde mühim fitneler olup kan döküleceğini görmüş. İçinde en mümtaz şahsiyetler, abâsı altında olan o üç şahsiyet olduğunu müşahede etmiş. Hazret-i Ali’yi (R.A.).A.); ümmet nazarında tathir ve tebrie etmek ve Hazret-i Hüseyn’i (R.A.).A.); taziye ve teselli etmek ve Hazret-i Hasan’ı (R.A.).A.); tebrik etmek ve musalaha ile mühim bir fitneyi kaldırmakla şerefini ve ümmete azîm faidesini ilân etmek ve Hazret-i Fatıma’nın zürriyetinin tâhir ve müşerref olacağını ve Ehl-i Beyt ünvan-ı âlîsine lâyık olacaklarını ilân etmek için o dört şahsa kendisiyle beraber “Hamse-i Âl-i Abâ” ünvanını bahşeden o abâyı örtmüştür.» (Lem’alar sh: 94)
Yine dâhilî kargaşa ve mukatele mânâsında…
«Abbasîlerin zamanında, o tarihte Mu’tezile, Râfizî, Cebrî ve perde altında zındıklar, mülhidler, İslâmiyeti zedeleyen çok fırak-ı dâlle meydana gelmiştiler. Şeriat ve itikad noktasında ehemmiyetli sarsıntılar olması hengâmında, Buharî, Müslim, İmam-ı Azam, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Mâlik, İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel ve İmam-ı Gazalî ve Gavs-ı Azam ve Cüneyd-i Bağdadî gibi pekçok eâzım-ı İslâmiye imdada yetişip, o fitne-i diniyeyi mağlub ettiler.
O tarihten üçyüz sene sonraya kadar o galebe devam ile beraber, perde altında yine o ehl-i dalâlet fırkaları, siyaset yoluyla Hülâgû Cengiz fitnesini İslâmların başına getirdiler. Bu fitneden hem hadîs, hem Hazret-i Ali Radıyallahü Anh sarih bir surette aynı tarihiyle işaret ediyorlar.
Sonra bu zamanımızın fitnesi en büyük bir fitne olduğundan, hem müteaddid hadîsler, hem çok işarat-ı Kur’aniye aynı tarihiyle haber veriyorlar.» (Şualar sh: 331)
Bu fitne ise, şer’î hükümler ve iman cihetinde bâtıl anlayışlar ileri sürülerek ortaya çıkan gruplaşmalar ve fikir mücadeleleri ile Hülagû - Cengiz’in ifsad ve tecavüzleri ve zamanımızdaki en büyük fitne, yani fikrî, itikadî, şer’î, siyasî, içtimaî gibi her türlü kargaşa, fesad, anarşi ve ihtilaller mânâsında…
«Rivayette var ki, “Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.” (1) Bunun için bin üç yüz sene zarfında emr-i Peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiâze etmiş, azab-ı kabirden sonra مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَالِ وَ مِنْ فِتْنَةِ آخِرِ الزَّمَانِ (2) vird-i ümmet olmuş.
Allahu a’lem bissavab, bunun bir tevili şudur ki: O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâp ederler. Meselâ, Rusya’da hamamlarda kadın-erkek beraber çıplak girerler. Ve kadın, kendi güzelliklerini göstermeye fıtraten çok meyyal olmasından, seve seve o fitneye atılır, baştan çıkar. Ve fıtraten cemalperest erkekler dahi, nefsine mağlûp olup o ateşe sarhoşâne bir sürurla düşer, yanar. İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid’aları, birer câzibedarlıkla pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder.» (Şualar sh: 584) (1- Süyûtî, el-Fethü'l-Kebîr: 1:315, 2:185, 3:9; el-Hâvî Li'l-Fetâva: 2:217; Ebû Abdullah Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs: 1:266.) (2- Buhari, Daavât: 37, 39, 44, 45, 46, Ezan: 149, Cenâiz: 88, Fiten: 26; Müslim, Mesâcid: 127, 128, 130-134; Müsned, 6:139.) (2- Buhari, Daavât: 37, 39, 44, 45, 46, Ezan: 149, Cenâiz: 88, Fiten: 26; Müslim, Mesâcid: 127, 128, 130-134; Müsned, 6:139.)
Buradaki fitne, nefisleri azdıran günahlar ve cemiyeti istilâ eden dehşetli bir sefahet mânâsında…
«Risale-i Nur’un nuru- ile dalâletin tecavüz eden nârı inşâallah sönecek. Yani, fitne-i diniye ateşini ya tahribattan vazgeçirecek veya ileri tecavüzatını kıracak. Eğer Hicrî tarihi olsa, bundan iki sene evvel, dini dünyadan tefrik fırsatından istifade ile, dinin ve Kur’anın zararına olarak ilerleyen dehşetli tasavvuratın tecavüzatı tevakkuf etmesi, elbette karşılarında kuvvetli bir seddin bulunmasındandır. O sed ise, bu zamanda çok intişar eden Risale-i Nur’un keskin hüccetleri ve kuvvetli bürhanları olduğu, çok emareler ile hissediliyor.» (Şualar sh: 735)
Bu fitne ise, ehl-i dalaletin cemiyeti idlal ve ifsadı ile dinde yaptığı tahribat mânâsında…
«Bu asırda hayat-ı insaniye, hususan hayat-ı içtimaiyesi öyle dehşetli fakat câzibeli ve elîm fakat meraklı bir vaziyet almış ki; insanın ulvî latifelerini ve kalb ve aklını, nefs-i emmaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşürttürüyor.» (Kastamonu Lâhikası sh: 104)
Bu dahi, insanın ruhî ve manevî hayatını tahrip eden ve nefs-i emmareyi insana hâkim kılan ve millî ahlâkı söndüren ve cemiyeti kaplayan günahlar ve sefahet hayatının çekiciliği mânâsında…
«Eğer idare-i millet ve asayiş-i memleketin hakiki esaslarını bilmeyen bir cahil hamiyet-füruş dese: “Senin risalelerin, asayişi bozanlara ve idareyi karıştıranlara bir medar olabilir cihetiyle ve sen dahi ihtiyatsızlık edip idare-i hazıraya itiraz etsen, risalelerin kuvvetiyle bir gaile açmak ihtimaliyle sana ilişiyoruz.”
Elcevab: Risale-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi’ eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. Ve bu on senedeki on fitnelere, Risale-i Nur’un şakirdlerinin ondan birisi, belki aslâ hiçbirisi karışmadığı gösterir ki, risaleler bu fitnelere zıd ve asayişi temine medardırlar.» (Tarihçe-i Hayat sh: 232)
Bu fitne de, dine zarar veren idareye karşı müslümanların fiilen karşı gelip dâhilî mücadele açmaları ile ortaya çıkacak kargaşalık mânâsında… | |
| | | NurDersi MuHakkiK
Mesaj Sayısı : 709 Kayıt tarihi : 30/01/09
| Konu: Geri: FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI ve MÂNÂLARI C.tesi Ocak 31, 2009 8:00 pm | |
| İşte bizi böyle haksız isnadlarla itham eden Devr-i Sâbık’taki gizli düşmanlarımız şüphe yok ki ya siyaseti dinsizliğe âlet; etmek istediler, yahut bilerek, bilmeyerek bozuk ideolojileri memleketimize yerleştirmek gayretine düştüler. Görülüyor ki, nizam ve intizamı bozan, maddî manevî memleketin emniyet ve asayişini ihlâl eden bizler değil, asıl onlardı. Hakiki bir Müslüman, samimi bir mü’min hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. Dinin şiddetle men’ettiği şey fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi hiçbir hak tanımaz. İnsanlık seciyelerini ve medeniyet eserlerini canavar hayvanlar seciyesine çevirir ki, bunun âhirzamanda “Ye’cüc ve Me’cüc” komitesi olduğuna Kur’an-ı Hakîm işaret buyurmaktadır.» (Tarihçe-i Hayat sh: 653)
Burada ise fitne, dinsizlik ideolojisiyle dâhilde asayişi bozmak ve iç mücadelelere kapı açmak mânâsında…
«Âhirzaman fitnesinde en dehşetli rolü oynayan, taife-i nisaiye ve onların fitnesi olduğu, hadîsin rivayetlerinden anlaşılıyor.» (Gençlik Rehberi sh: 23)
Bu fitne ise, -mevzuun devamından da anlaşıldığı üzere- açık-saçık kadınların cemiyetin her tarafında karıştırılması ile maneviyata yapılan taarruz ve anarşiye kapı açmak ve millî ahlâkı ifsad ederek her türlü kötülüklerin menşeini hazırlamak mânâsında…
«Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki; o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor. İhtiyarı selbedip, pervane gibi sefahet ateşine atıyor. Ve bir dakika hayat-ı dünyeviyeyi, senelerle hayat-ı bâkiyeye tercih ettiriyor. Ben birgün sokağa bakarken, o fitnenin tesirli bir nümunesini hissettim. Gençlere çok acıdım. Dedim: Bu biçareler kendilerini bu mıknatıs gibi cezbedici fitnenin ateşinden kurtaramazlar, diye düşünürken; birden o fitneyi ateşlendiren ve talim eden irtidadkâr bir şahs-ı manevî önümde tecessüm etti.» (Gençlik Rehberi sh: 16)
Bu fitne dahi, mezkûr mânâda…
Nimetlere karşı küfranda bulunanlara atfen:
«…Yani nefsine isnad ettiği o hal ve o şey, kendisi için bir fitne olduğu halde ben kendi ilim ve iktidarımla buldum ve kazandım diyecektir.» (Mesnevi/Tercüme: A.Badıllı sh: 314)
Burada geçen fitne, imtihan mânâsında…
Kısaca bazı nümunelerini gördüğümüz fitnelerden haber verilip ümmetin tekrar tekrar ikaz edilmesi, fitneler büyük zararlara sebebiyet verdiği içindir. Müslümanların bu ikazlara çok ehemmiyet verip, gereken tedbirleri almaları ve her türlü fitneden uzak durmaları gerekiyor.
Risale-i Nur eserlerinden alınıp, fitneyi tarif etmek makamında sıralanan parçalardaki tariflere ve Kur’anda geçen fitne kelimelerinin ifade ettiği mânâların inceliğine dikkat edilirse; verilen tariflerin Kur’anî mânâlara mutabık olduğu görülür. Böylece Risale-i Nur’da Kur’anî ikazların bir nevi tefsiri, fiiliyattan ve hayattan gösterildiği için; mü’minlerin uzak duracakları fitnelerin neler olduğu kolayca anlaşılmaktadır. | |
| | | | FİTNENİN LÜGAT MÂNÂSI ve MÂNÂLARI | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
|
|