NUR DERSi - NUR DERSLERi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NUR DERSi - NUR DERSLERi


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Ptsi Mart 16, 2009 11:19 am
Paz Mart 15, 2009 2:38 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:54 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:52 pm
Cuma Mart 13, 2009 1:50 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:30 pm
Perş. Mart 12, 2009 11:55 am
Perş. Mart 12, 2009 11:53 am
Perş. Mart 12, 2009 10:53 am
Salı Mart 10, 2009 11:46 am
Paz Mart 08, 2009 10:41 pm
C.tesi Mart 07, 2009 4:18 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:29 pm
Perş. Mart 05, 2009 1:21 pm
Perş. Mart 05, 2009 11:12 am
Perş. Mart 05, 2009 12:34 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:32 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:31 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:28 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am
Perş. Mart 05, 2009 12:27 am

 

 HANIMLARDA TESETTÜRÜN ŞERÎ ÖLÇÜLERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
NurDersi
MuHakkiK
MuHakkiK
NurDersi


Mesaj Sayısı : 709
Kayıt tarihi : 30/01/09

HANIMLARDA TESETTÜRÜN ŞERÎ ÖLÇÜLERİ Empty
MesajKonu: HANIMLARDA TESETTÜRÜN ŞERÎ ÖLÇÜLERİ   HANIMLARDA TESETTÜRÜN ŞERÎ ÖLÇÜLERİ Icon_minitimeC.tesi Ocak 31, 2009 1:47 pm

Hicab; yani tesettür âyetleri, üç de¬fada, üç mer¬tebeyi natık(konuşan ) olmak üzere nazil olmuştur.
Birinci mertebede: Ahzab suresi 59. âyet-i kerimesiyle yüz¬lerini ört¬mekle mükellef oldular.

يَاۤ اَيُّهَا النَّبِىُّ قُلْ لاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاۤءِ الْمُوءْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلابِيبِهِنَّ ذَلِكَ اَدْنۤى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلا يُوءْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا ﴿٥٩﴾

“ Ey o Peygamber! Zevcelerine ve kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına hep söyle: cilbâblarından
üzerlerini sıkı örtsünler, bu onların tanınmalarına, tanınıp da eza edilmemelerine en elverişli olandır, bununla beraber Allah bir gafûr rahîm bulunuyor.”
CİLBAB KELİMESİNİN TARİFLERİ

Ayet-i Kerimede geçen “cilbabın” tarifi husunda, “baş ve saç dahil bütün vücudu örten geniş ve kalın örtüdür” diye bütün tefsirler ittifak ederler.Ezcümle:
Elmalılı Tefsiri (Sh:3927 ):” “cilbab”, baştan aşağı örten çarşaf, fe¬race, car gibi dış kisvesinin adı¬dır. ...Çarşaf ve peçe… “ demektir.
Tefsir-i Celaleyn, İbn-i Kesir(C3 114),Alusi (C22 89):Bu üç tefsirin ortak “Cilbab” tarifi ise şöyledir: Bir ihtiyaç için kadın dışarıya çıktığı zaman vücudun bütününe teşmil edip geriye kalan kısmıyla tek bir gözü açık kalacak şekilde yüzünü örttüğü elbise.
Tefsir-i Hazin(C3 114):Kadının iç elbise (ev içinde giydiği) ve baş örtüsünün üzerine örttüğü elbise.Bu tefsirde nakledilen ve İbn-i Abbas (R.A) ‘a ait cilbab tarifi şöyledir; “Kadınlar bir tek gözlerini açık bırakmak suretiyle baş ve yüzlerini örttükleri örtü.
Kamus-i Osmani:Gömlek,çar,ferace
Lisan-ül Arab:Kamis,başörtüden geniş elbise
Ahter-i Kebir: “Cilbab, car ve izardır ki kadınlar dışarı çıktıklarında giyerler. Yani baş örtüsü ve melhafe gibi bir örtü.”
“İzar” ise şöyle tarif edilmiştir: “Başından ayağına kadar örten sevb, örtü.”
Çeşitli tefsir ve lügatlerden nakledilen tariflerden de anlaşılacağı üzere farklı tarifleri olan “Cilbab” ın çeşitleri olmakla beraber bedenin tümünü örten bir elbise oluşu hususunda da hepsi ittifaktadırlar.
Yine müfessir ve imamlar, âyette geçen cilbabı, ekseriyetle böyle beyan ederler. Bu cilbabda süslü biçimler ve gü¬zel görünmek için süslemelerin şeriatça yapıl¬ma¬ması ge¬rekiyor.
Malum olduğu üzere bütün şekiller ve renkler göz için; göz dahi şekiller ve renkleri görüp idrak etmek ve alâka duy¬mak içindir. Eğer görme olmazsa, şekiller ve renkler, insan için gayb âleminden sayı¬lırdı.
Bu hakikata binaen kadın, vücudunu örttüğü cil¬ba¬bında tezeyyüne (güzel görünmeye) müteallik şe¬killer ve renkler bulun¬ması, kendi¬sine ba¬kanların hissî dikkatlerini ve alâkala¬rını çek¬meye vesile olduğundan şeriatça bunlar caiz gö¬rül¬memiştir.
Müfesir ve İmamlar, ayette “Cilbab” kelimesiyle ifade edilen örtünün şekil ve sınırlarını da şu yedi madde ile özetlemişler ve bu ölçülere haiz olan elbisenin ismi ne olursa olsun şer’i olduğunu bunun dışında kalanların ise şeriata uygun olmayacağına hükmetmişlerdir.

1-Bedeni bütünüyle örten bir elbise olmalıdır.Bedeni örtecek bu elbise: “Cilbablarını üstlerine örtsünler…” ayet-i kerimesinde geçen “Cilbab” kelimesinin tanım sınırları içine girmiş olmalıdır.Giydiği elbise kollu olsa bile her yönden sarkmış olmalı ve bedene yapışmamalıdır.Kadının beden ve organlarını giyilen elbise belli etmemelidir.
Hz.Ümmü Seleme (R.A) şöyle demiştir: “Cilbablarını üstlerine örtsünler…” emri nazil olunca,ensar kadınları baştan aşağıya cilbablarına bürünmüş olarak çıktılar.
Hz.Aişe (R.A) şöyle demiştir: Allah ilk mühacir kadınlarına rahmetini ihsan buyursun. “Başörtülerini …” emri nazil olunca elbiselerinin eteklerini parçaladılar ve onlarda başörtüsü yaptılar. Tac tercümesi c3 sh:315-316
2- Kadının giyeceği elbise kalın olmalı, ince olmamalıdır.
İslami tesettürden gaye vücudu örtmektir.Giyilen ince elbise vücudu gerçek manada örtmeyeceği için,örtü olamaz.İnce elbise erkeğin bakışına mani olamadığı gibi,bakanın bakışını da perdelemez.
Hz.Ebubekir (R.A) nın kızı Esma (R.A) üzerinde ince ve şeffaf bir elbise olduğu halde Hz.Resulullah (S.A.V) in yanına girdi.Allah resulu (S.A.V) ona iltifat etmedi ve: “Ya Esma!Kadın hayız görüp buluğa erince –yüzüne ve ellerine işaret ederek-ancak şurası ve buralar müstesna, vücudunun bir tarafının görülmesi caiz değildir. Tac tercümesi c3 316

3-Giyilen elbise geniş olmalı,dar bedeni gösterecek kadar şeffaf ,vücud ve organlarının şeklini ortaya koyacak şekilde olmamalıdır.
Hz.Peygamber (S.A.V): “Ehl-i cehennemden iki zümre var ki,bunları (dünyada henüz) görmedim.Sığır kuyrukları gibi kırbaçlar tutarak onlarla insanları döğer (ta’zir ve ta’zib eder ) ler.
Diğer bir takımı kadınlardır ki;gerçi giyinmişlerdir,fakat çıplak görünürler(zinet yerlerini açarlar,vücut hatlarını belirtecek şekilde ince ve dar elbiseye bürünürler.)Başka kadınları kendileri gibi yapmağa teşvik ederler.Bunların başları içine doldurdukları bezler ve saçlarla deve hörgüçlerine benzer.İşte bunlar ne cennete girerler,ne de pek uzak mesafeden intişar eden (yayılan ) rayihasını (kokusunu) koklarlar.Riyazussalihin c3 198

4-Giyilen elbise erkekleri tahrik ve dikkatlerini çekecek şekilde koku yaymamalıdır.
Hz.Peygamber (S.A.V): (Harama) Bakan her göz zina edicidir.Kadın (elbisesiyle)koku yaydığı halde bir meclisten geçerse o da zina ediyor (zina etmiş gibidir).
Musa bin Yesar’dan:
Hz. Ebu Hüreyre (R.A)’ın yanında kokusu etrafa yayılan bir kadın geçti. Ebu Hüreyre (R.A) ona sordu:
-Nereye ya Ümmül Cebbar?
Kadın cevap verdi.
-Mescide gidiyorum.
Ebu Hüreyre (R.A):
-Güzel bir iş mi yapıyorsun?
Kadın:
-Evet dedi.
Ebu Hüreyre (R.A) kadına:
-“Geriye dön ve yıkan” dedi. “Ben Resulullah (S.A.V)’den
“Kokusu etrafa yayıldığı halde mescide gitmek üzere evinden çıkan bir kadın,evine dönüp yıkanıncaya kadar,Allah ondan namazını kabul etmez.” Dediğini işittim.M. Ali Essabuni Tefsir-ül Ayat-ul Ahkam c2 381
5-Kadının giyeceği elbise erkeklerin giydiği cinsten veya onlara benzer türden olmamalıdır.
Hz. Abbas (R.A)dan rivayet edilmiştir ki; Hz. Peygamber (S.A.V): “ Kadınlardan erkeklere benzemeye özenenlere ve erkeklerden de kadınlara benzemeye özenenlere lanet etti.”
İbni Abbas (R.A)dan rivayet edilmiştir ki; Resulullah (S.A.V): “Erkeklerden kadın kılıklı ve kadınlardan da erkek kılıklı olanlara lanet etti.Onları evlerinizden çıkarın” buyurdular.Sünen-i Tirmizi tercümesi c4 487
6-Kadının giyeceği elbise topuk kemiklerine kadar inmeli fakat topuk kemiklerinden uzun olmamalıdır.
Hz. Peygamber (S.A.V): “Elbisesini topuk kemiklerinden fazla uzatan cehennemdedir.” buyurmuşlardır. Buhari Kitab-ül Libas
7- Kadının giyeceği elbise dikkati üzerinde toplayacak renk,şekil ve süslerden uzak,sade ve gösterişsiz olmalıdır.Yani bulundukları ortamda bakıldığında hemen fark edilecek derecede alacalı bolacalı,fazla desenli olmamalıdır.Elbise için geçerli olan bu husus başörtüsü içinde geçerlidir.
İkinci mertebede: Ahzab suresi 53. âyet-i kerimesi mukte¬zasınca (gereğince) irha-ı hicab (yani: perdeyi in¬dir¬mek ve perde arka¬sında kalmak) ile emrolundu ki, harem ile selâmlığı ayır¬mak, yani evde kadınlarla erkekle¬rin yerlerini ayırmak de¬mektir.

يَاۤ اَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لا تَدْخُلوُا بُيُوتَ النَّبِىِّ اِلاۤ اَنْ يُوءْذَنَ لَكُمْ اِلَى طَعَامٍ غَيْرَ نَاظِرِينَ اِنَيهُ وَلَكِنْ اِذَا دُعِيتُمْ فَادْخُلُوا فَاِذَا طَعِمْتُمْ فَانْتَشِرُوا وَلا مُسْتَاْنِسِينَ لِحَدِيثٍ اِنَّ ذَلِكُمْ كَانَ يُوءْذِى النَّبِىَّ فَيَسْتَحْيِ مِنْكُمْ وَاللَّهُ لايَسْتَحْيِ مِنَ الْحَقِّ وَاِذَا سَاَلْتُمُوهُنَّ مَتَاعًا فَسْئَلُوهُنَّ مِنْ وَرَاۤءِ حِجَابٍ ذَلِكُمْ اَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ وَمَا كَانَ لَكُمْ اَنْ تُوءْذُوا رَسُولَ اللَّهِ وَلاۤ اَنْ تَنْكِحُوۤا اَزْوَاجَهُ مِنْ بَعْدِهِۤ اَبَدًا اِنَّ ذَلِكُمْ كَانَ عِنْدَ اللَّهِ عَظِيمًا ﴿٥٣﴾
“Ey iman edenler! Yemeğe izin verilmeksizin, vaktine de bakmaksızın, Peygamberin odalarına girmeyiniz. Fakat davet edildiğinizde hemen girin. Yemeği yeyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamberi rahatsız ediyor, lakin utandığından ötürü, size karşı bir şey söylemiyordu. Oysa Allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez. Eğer müminlerin annelerinden birşey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz.
Böyle yapmanız, hem sizin hem de onların kalpleri yönünden daha nezihtir. Sizin Allahın Resûlünü rahatsız etmeniz ve kendisinin vefatından sonra onun eşlerini nikâhlamanız asla helal değildir. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.”
Mezkûr Ahzab suresi 53.âyetini Elmalılı Hamdi Yazır Efendi tefsirinde şöyle izah etmektedir:
“Bu âyetten sonra harem farz kılınmıştır ki; o za¬mana kadar Arab’da âdet değildi. (Harem usûlü) hem erkek¬lerin hem kadınların kalbleri için daha ziyade te¬miz¬lik¬tir. Yani şeytanî hatıra¬lardan, vesvese¬lerden uzaklaşılır, iffet ve ismet (günah işlememek) hisleri daha ziyade yükselir; edeb, nezahet, takva, ihti¬ram artar.” (Elmalılı Tefsiri 3921)
Ümmü Seleme’nin rivayet ettiği bir hadis şöyledir: “Ben ve Aişe (başka bir rivayette: Ben ve Meymune) Resûlullah’ın (asm) yanında idik. O esnada (gözlerinden âmâ olan) İbn-ü Ümmü Mektum, huzura girmek için Resûlullah’tan izin istedi. Peygamber (asm) bize emretti ki: “Perdeyi çekin”. Biz: “O âmâ değil midir?” dedik. Peygamber (S.A.V.) : ‘ Siz ikiniz âmâ mısınız ki?!..’ diye ferman buyurdu.”

İbn’ul-Arabî bu hadîsi ve daha başka hadisleri; erkeğin cilbabsız nâmahrem kadına yakından bakması caiz olmadığı gibi; kadının da erkeğe yakından serbestçe bakmasının caiz olmadığına delil getirmiştir.
Üçüncüsü: Nur suresi 31 ve Ahzab suresi 33. âyet-i keri¬meleri mu¬ci¬bince, şer’î bir zaruret olma¬dıkça kadınların ha¬nele¬rinden çıkmaları nehyolundu ki, bazı ümmehat-ı mü’¬mi¬nîn, ( Peygamberin hanımları ki onlar müminlerin anneleridir) vü¬cudlarının karaltısını bile gös¬termekten sakı¬nır¬lardı. (S.B.M. ci:1, sh:140, 120. hadisin izahından)
Nur suresi 31. ayet-i Kerimesinde
وَقُلْ لِلْمُوءْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ اِلا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ وَلا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ اِلا لِبُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبَاۤئِهِنَّ اَوْ اَبَاۤءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبْنَاۤئِهِنَّ اَوْ اَبْنَاۤءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنِىۤ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنِىۤ اَخَوَاتِهِنَّ اَوْ نِسَاۤئِهِنَّ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ اَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ اُولِى الاِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ اَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَى عَوْرَاتِ النِّسَاۤءِ وَلا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِنْ زِينَتِهِنَّ وَتُوبُوۤا اِلَى اللَّهِ جَمِيعًا اَيُّهَ الْمُوءْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ﴿٣١﴾



“ Mü'min kadınlara da söyle: gözlerini sakınsınlar, ırzlarını muhafaza etsinler, ziynetlerini açmasınlar, zâhir olanı başka ve baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar, ziynetlerini açmasınlar, ancak kendi kocalarına yâhud kendi babalarına kocalarının babalarına yâhud kendi oğullarına, yâhud kendi biraderlerine, yâhud kendi biraderlerinin oğullarına, yâhud hemşirelerinin oğullarına yâhud kendi kadînlarına yâhud kendi ellerindeki memlûklerine, yâhud ihtiyacı olmıyan erkeklerden uyuntulara, yahud henüz kadınların avretlerine muttali' olmıyan çocuklara, müstesna, gizledikleri ziynetleri bilindiye (bilinmesi için) ayaklarını da vurmasınlar, hepiniz Allaha tevbe edin ey mü'minler ki felâh bulabilesiniz”
Ayette geçen بِخُمُرِهِنَّ kelimesi خُمر in cemi olup bütün tefsirler,fıkıh kitapları ve lûgatler “hanımların baş örtüsüdür” diye ittifakla hükmetmişlerdir.
Ahzab suresi 33. ayeti kerimede:
وَقَرْنَ فِى بُيُوتِكُنَّ وَلا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الاُولَى وَاَقِمْنَ الصَّلَوةَ وَاَتِينَ الزَّكَوةَ وَاَطِعْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ اِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا ﴿٣٣﴾
“Hem vekalarınızla (vakar ile) evlerinizde durun da evvelki cahiliyyet çıkışı gibi süslenib çıkmayın, namaz kılın, zekât verin, Allah ve Resulüne itaat edin, Allah sâde şunu istiyor: sizden kiri uzaklaştırsın da ey ehli beyt sizi tertemiz, pampâk etsin!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nurdersi.forummum.com
 
HANIMLARDA TESETTÜRÜN ŞERÎ ÖLÇÜLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NUR DERSi - NUR DERSLERi :: İSLAMIN ŞARTLARI FIKIH KELAM HADİS VE TEFSİR DERSLERİ :: İSLAMDA TESETTÜR-
Buraya geçin:  
lemalarnuru@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin & Administrator
©PhPBB
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar