AVRET
Gece uykuya yatacağı vakit ve seherden evvel uy¬ku¬dan kalkı¬lacak saate de şeriat örfünde(geleneğinde) “avret” denir. Öğle ve öğle uykusu zama¬nına da keza aynı isim ve¬ril¬miştir. (Çünki o an¬larda uyku ve sair sebebler dolayı¬sıyla insan açık saçık bu¬lu¬nabilir. İzinsiz, haber verme¬den, kimse başka¬sının yanına bu vakitlerde girmemesi İslâm âda¬bından ve Kur’an emirlerindendir.) Erkeklerde,gö¬bek ile diz ka¬pağı arasında kalan kısma avret denir. Fitne ve içtimaî ah¬lâksız¬lıkların olma¬dığı İslâmî bir cemiyet yapısı içinde, kadınlarda avret şöyle tarif edilmektedir:
“Hürre olanların (köle ve cariye olmayan kadınların) yüzleriyle ellerinden başka bü¬tün bedenleri avrettir. Yüzleriyle elleri ise ne na¬mazda, ne de bir fitne korkusu bulun¬madıkça namaz dışında avret de¬ğildir. Ayaklarında ise ihtilaf vardır. Esahh (en sahih, çok doğru) gö¬rülen kavle naza¬ran, ayakları da avret değildir. Bunlar ile yolda yü¬rümek ihtiyacı vardır. Bu ci¬hetle bunları ört¬mek bahusus faki¬reler hakkında müşkildir. Diğer bir kavle na¬zaran hür¬renin namazı, ayağının dörtte biri nis¬betinde açık bulunma¬sıyla bo¬zu¬lur. Diğer bir kavle göre de, ayakları namaza na¬zaran av¬ret mahalli sayıl¬mazsa da, namaz haricinde avret ma¬halli sayılır. Bu ihtilaftan kurtulmak için, ayaklarını örtme¬leri evladır. Sahih olan kavle göre hür ka¬dınların kol¬ları da, kulakları ile salı¬verilmiş saçları da avret¬tir.” Ömer Nasuhi Bilmen Büyük İslâm İlmihali 99
“Erkeğin erkeğe karşı olduğu gibi, kadı¬nın ka¬dına karşı avreti de göbekten dize kadardır. Maadasına (başkasına) nazarı caizdir.” Elmalılı Tefsiri 3508
“(Kadınlar yürürken) zinetleri bilinsin diye ayak¬larını vurmasınlar mealindeki (Nur suresi 31.) âyetine isti¬na¬den Hanefi üleması kadının sesi de avrettir, başkasına hu¬susi duyurması caiz değildir demiş¬lerdir. Şafiîler ve bazı ülema ise, bir fitne olmaması ha¬linde avret olma¬dığına hük¬metmişlerdir.” Ruh-ul Beyan Li-l Alusî, ci: 18, sh: 146
A’raf Suresi 26. ayette ” Ey Âdem oğulları! bakın size çirkin (ayıp) yerlerinizi örtecek libas indirdik, hıl'at indirdik, fakat takvâ libası, o hepsinden hayırlı, bu işte Allâhın âyetlerinden, gerektir ki düşünür ıbret alırlar” âyetiyle avret yerle¬rinin örtün¬mesini be¬yan ettiği gibi, hadislerde de bu mevzuda hayli rivayet mev¬cuttur. Ezcümle, “Behz bin Hâkim’in dedesi Muaviye bin Hayda (R.A.) dan ri¬vayet edildiğine göre şöyle demiştir:
—Ya Resulallah! Avretlerimizin neresini örteriz? (Örtmemiz gerekir?) diye sor¬dum. Efendimiz (bana):
—Sen avretini (helalın olan) karından veya cari¬yen¬den başka herkesten sakla! buyurdu. Ben:
—Ya Resulallah! Eğer kavm kendi ara¬larında (karışık ve bir yerde) olsalar, (avretle ilgili hüküm ne¬dir?) bana bun¬dan haber ver, dedim. Efendimiz (bana):
—Avretini hiç kimseye göstermemeye gücün ye¬terse, sakın avretini kat’iyyen gösterme!” buyurdu. (Ben):
—Ya Resulallah! Eğer birimiz (tek ba¬şına) boş bir yerde olursa hüküm nedir? diye sordum. Buyurdu ki:
—İnsanlara nazaran Allah’tan haya etmek daha vacibdir.» (İbn-i Mace, 9. Kitab-ün Nikah, 28. bab, 1920. hadis meali)
«Ebu Said-i Hudri (Radıyallahü Anhü) den rivayet edil¬diğine göre: Resulullah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) şöyle bu¬yurdu demiştir:
Kadın, kadın avretine bakmasın. Erkek de, erkek avretine bakmasın.» (İbn-i Mace Kitab-üt Tahare, 137. bab, 661. hadis meali)
“Ebu Said-i Hudri (R.A.) şöyle demiştir:
—Resulullah (A.S.M.) buyurdu ki: “Erkek erke¬ğin avret yerine, kadın da diğer kadının avret yerine bakmasın. Erkek erkeğe bir tek yatak içinde sür¬tünme¬sin” buyru¬luyor.” (Sahih-i Müslim Kitab-ül Hayz, 74. hadis meali ve Sahih-i Buhari 8. Kitab 8, 10, 12. babları da avret ile alâkalıdır.)